Dünün konusu yine bir Hürriyet yazarının kaleme aldığı nefret
suçu manifestosuydu. Yıllarca o kibirli bir bilen gülüşüyle her
konuda ahkâm kesen, ancak şimdilerde adı bile hatırlanmayan
andropoz amca köşesinde şu satırları yazdı: "Bir çocuğum daha
olsaydı... Olsaydı fiilinin sonuna üç nokta koyun. O patlamada
(Reyhanlı) çocuğunu kaybettikten sonra Ampul Partisi'nin mitinginde
bağıran babanın temennisi ortaya çıkar.
Bir çocuğum daha olsaydı veya bir çocuğum daha ölseydi. Bir ile iki
çocuk arasında ne fark var diyeceksiniz? Cevap vereyim 100 bin
lira. O baba ölen çocuğu için 100 bin lira aldı. İki çocuk kaybetse
200 bin lira alacaktı. O 100 bin lira, ölmemiş çocuğu da 'iktidara
adamanın' kazancıdır ve o kendine 'baba' diyen adam için görülmemiş
bir paradır.
Evet sıradan bir gündü yani. Çünkü Doğan Grubu'nda çalışan
yazarlar, anchor'lar için, çocuğunu terör saldırılarında kaybetmiş
acılı insanlar arasından tetiği çekene lanet edenler hep hedeftir.
Her gün bir canımızı alan terörü eleştirmenin siyasi hasımlarının
hanesine artı yazılacağını düşünmenin verdiği çaresizlikle,
kurbanlar da sorumluluk arama hastalığına kapılmışlardır.