Tarihi anlara şahitlik ediyoruz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte Mersin Akkuyu'da
yapılacak nükleer santralin temelini attı.
Ama bu hamleye, yalnızca enerji çeşitliliğimizi artıracak, istihdam
yaratacak, teknoloji üretecek bir kalkınma projesi gözüyle bakarsak
mevzuu eksik değerlendirmiş oluruz.
Zira dün Türkiye aslında "bağımsızlık" yolunda ileride hakkı daha
fazla teslim edilecek bir eşiği aştı...
"Kabul edilmiş çaresizlik" psikolojisini geride bıraktığını
gösterdi...
Askeri darbelerle, terörle, ekonomik tehditlerle ve muhalefet süsü
verilmiş işbirlikçileri eliyle yıllardır mahkûm edildiği ikinci
ligden çıktı...
İkinci Dünya Savaşı'nı sonlandıran ve o gün bugündür dünya
siyasetinde aktörlük yarışına girebilmek için gerekli olan asgari
koşulu yerine getirdi.
Dünya haritasını gözlerinizin önüne getirin... Dünya siyasetini
belirleyen ülkelerin, nükleer gücü olan ülkelerle aynı olması
tesadüf değildir.
Çünkü ulusal güvenlik açısından da önemli avantajlar yaratan nükleer teknoloji yarım asırdır küresel muktedirlerin gücünün de sırrı.
Örneğin eğer Rusya, İkinci Dünya Savaşı'nda elini ABD'den çabuk tutabilmiş olsaydı, bugün bambaşka bir dünyadan bahsediyorduk. Muhtemelen, güçler dengesinin "doğunun" lehine olduğu bir ortamdan...
Türkiye için de durum farklı değil. Şayet ülkede, bugün olduğu gibi, halkın gücünü arkasına almış, istikrarlı ve cesur iktidarlar iş başında kalmayı becerebilseydi, belki bunca zaman kaybetmeyecektik. *** Ama olsun, hiçbir şey için geç değil. Çünkü nükleer gücün bini de bir biri de...
Bir Rus siyasetçinin dediği gibi, ABD rakiplerini onlarca kez yok edecek nükleer güce sahipse, diğerleri de onu bir kez yok edecek güce sahip.
İşte zaten tam bu yüzden, söz konusu teknolojiye ABD ve AB dışındaki kimi ülkeler de sahip olduğu için, sorunlarına rağmen dünya daha yaşanılabilir bir yer.
Aksini, bugünkü ortamda bile nükleer tehdidiyle ülkelere parmak sallayabilen ABD'nin tekel olması halinde durumun ne denli vahim olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Ne mutlu ki artık Türkiye de dünya üzerinde nükleer güce dayanan dehşet dengesinin avantajlarından yararlanabileceği bir pozisyona doğru hızla ilerliyor.
Bu arada, projeyi yürüten Enerji Bakanı Berat Albayrak'ı, Aziz Sancar ve Bilge Demirköz gibi bilim insanlarıyla birlikte hazırladıkları nükleer enerji kamu spotundan dolayı ayrıca tebrik etmek lazım... Resmi bir kurum olarak, halkın sıkılmadan izleyebileceği, klişelerden arındırılmış, emir vermeyen ve işlevini yerine getiren bir kamu spotunun nasıl yapılabileceğini gösterdikleri için...