Dün, Suriyelilere vatandaşlık verilmesiyle ilgili olarak
"sokakta başıboş gezen insanlardansa, bizimle aynı sorumluluklara
ve beklentilere sahip vergi veren vatandaşlara selam versek fena mı
olur" diye diye sormuştum.
Ardından eklemiştim, "Sahi, hangimiz göçmen değiliz?"
Bir okurum Hürriyet'ten Ahmet Hakan'ın yazısını göndermiş.
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde bir evde bomba yaparken ölen iki
Suriyeliyi hatırlatıyor Ahmet yazısında ve soruyor:
"Biz şimdi bu iki Suriyeliye ne diyeceğiz? Kalifiye mi? Yoksa
Kalifiye değil mi?"
Özetle "bunlar potansiyel terörist" diyor yazarımız işte.
Kriminolojide (suç bilimi), coğrafyanın suça etkisi üzerine aşırı
determinist (belirlemeci) teoriler tarihin çöplüğüne çoktan
gönderildi.
Evet, evet, bildiğiniz, "Güneyliler, mesela Adanalılar müessir
fiillere yatkın olur. Kuzeylilerse dolandırıcılık vs..." türünden
saçmalıklar. Bereket bunları ağzına alana en hafif tabirle "faşist"
diyorlar artık.
Yazısını gönderdiği Ahmet'e "faşist bu" diyen okurum bence biraz
abartıyor.
Ahmet bu teorik faşistlerden değil elbette. Hatta kırmızı ışıkta
kâğıt peçete satan Suriyeli çocuklardan alışveriş yaptığına falan
eminin. Dahası parasını verdiği peçeteyi almadığına da. O derece
yani.