HDP'li vekiller gözaltında ifade verirken Diyarbakır Bağlar'daki
Çevik Kuvvet Müdürlüğü'ne yönelik korkunç bir saldırı
düzenlendi.
Saldırı sivillerin yaşadığı kent merkezinde gerçekleştirildiğinden,
yani terör fili zücaciyeye sokulduğu için olan yine
sivillere oldu. 7'si sivil, 9 kişi şehit oldu, 100'ü aşkın da
yaralımız var.
Diyarbakır Valiliği yaptığı açıklamada 'Kemal' kod adlı PKK'lı
teröristin, 3 ton patlayıcı kullanarak, bu 'fedai eylemini'
yaptığını duyurdu.
Acı haber PKK'nın haber ajansı ANF'de "eylem" şeklinde
yumuşatılırken, PKK sempatizanları sosyal medyada bu
"eylemlerine" gerekçe bulmak için
çırpınıyorlardı. Zira ne içeride ne de dışarıda izah
edilebilecek bir durumdu bu.
Ama nafile... Eylemde hayatını kaybeden çoğunlukla siviller olduğu
için, PKK'nın planı ters tepti.
Bugüne değin sivillerin hayatını kaybettiği onlarca benzer
saldırıya uğrayan Diyarbakır halkı bu kez "edi
bese" dedi. Sokağa çıktı ve saldırıyı düzenleyenlere tepkisini
gösterdi.
Köşeye sıkışan PKK'ya ve
sempatizanlarına "yardım" yine gece yarısı
yine "dışarıdan" geldi.
Bugüne değin Türkiye'de yaptığı hiçbir eylemi üstlenmeyen IŞİD,
neidüğü belirsiz bir internet sitesi üzerinden Reuters'e ulaşıp
alelacele Diyarbakır katliamını üstleniyordu.
Tabii yerseniz.
Şükür artık kimse yemiyor. Bölgede birbirinin varlık gerekçesi olan
iki terör örgütünün, PKK'nın ve IŞİD'in birbirinin stepnesi
olduğunu herkes biliyor.
***
Parayla değil sırayla...
Terör örgütlerinin hepsi birer markadan ibaret. Hepsinin
sahibi belli.
Önce eylem yaptırılıyor ardından yönetimlerine küresel
muktedirler tarafından kayyum atanmış terör
örgütlerinden bu işi üstlenmeleri isteniyor.
Asıl olan istenilen etkinin yaratılması.
Seçim mi var, bekledikleri sonucun çıkmaması halinde
halka başlarına nelerin geleceği mi gösterilmek
isteniyor?
Hemen Adliye'de bir savcı seçiliyor hedef olarak. Sansasyonel bir
eylemle Savcı Mehmet Selim Kiraz katlediliyor. Ardından en
uygun faile eylem üstlendiriliyor.