Bugün PKK'ya karşı yürütülen mücadelenin 90'lı yıllardakiyle ilgisi yok. İyi ki de yok. Zira o yıllarda Kürtlere yönelik insan hakları ihlallerinin ve terörle mücadele adı altındaki danışıklı dövüşün sorunu müzminleştirdiği konusunda hepimiz hemfikiriz. İşte bu yüzden şimdi devletin PKK'ya karşı yürüttüğü özenli operasyonlara karşı çaresiz kalan hareketin propaganda mekanizması sinekten yağ çıkartma peşinde. 90'larda olduğu gibi, çok arzu ettikleri halde kulak koleksiyoncularına rastlayamadıkları için de güvenlik güçlerinin duvarlara yazdığı sloganlardan, çaldıkları ıslıktan faşizm çıkartmaya çalışıyorlar. Bu konuyla ilgili son tartışma, Pervin Buldan'ın sosyal medyada, bir vatandaşın evinin yatak odasında poz veren askerin fotoğrafını paylaşmasıyla çıktı. İçişleri Bakanlığı o fotoğraftaki askeri görevden almış. Güzel. Zira hukuk devleti görevini yaparken kin gütmez, şahsi davranamaz. Madem doğruları konuşuyoruz, öyleyse Buldan'ın o askerin poz verdiği yatak odasına niçin girdiğine dair de bir iki söz söylemesini beklemek hakkımız değil mi? Öyle ya, sen PKK'nın Kürt vatandaşların evini, işyerini gasp etmesine "hak" diyeceksin. Ardından, tartışmayı, askerin görevini yapıp vatandaşın evini gaspçılardan temizledikten sergilediği işgüzarlığa, çocukluğa indirgeyeceksin. Olmaz.