S400 hava savunma sistemi için görüşmeler yürüten Ankara ve
Moskova epey yol aldılar.
Her iki taraftan yapılan açıklamalarda, roket bataryalarına ve
maliyete dair somut rakamlar telaffuz ediliyor.
Ortada NATO sözleşmesine dair bir sıkıntı yok. Yani Türkiye'nin
NATO üyeliği, tedarik konusu da dahil, çok yönlü bir politika
izlemesine engel değil.
Ancak yine de, Türkiye'nin üyesi olduğu NATO, işlevselliğinden
ziyade doğuya karşı batı bloğunun en sembolik kurumu olduğu için
gözler patron ABD'ye çevrili.
Dün, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, "Eğer
Türkiye, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alsaydı bu endişe
verici olur. Fakat henüz böyle bir şey yapmadılar" ifadelerini
kullandı.
Pardon ama ne olmasını bekliyordunuz Sayın Dunford?
Sizce, 1952'den beri NATO'ya üye olan Türkiye, paktın fiili düşmanı
Rusya'dan S400 Hava Savunma Sistemi almak için harekete geçmekte
neden bu kadar hevesli?
Ülkenizin, 15 Temmuz'daki ve sonrasındaki tutumunuzdan olabilir mi
mesela...
Çünkü darbeci subaylara, Türkiye'deki ABD üslerine sığınma hakkı
veren, 15 Temmuz'un bir numaralı şüphelisi Gülen'i ve adamlarını
barındıran Rusya değil sizdiniz.
Şimdi de kalkmış, Ortadoğu'daki en sıkı NATO müttefikinizi doğuya
kaptırma başarısızlığınızın faturasını bize mi kesmeye
kalkıyorsunuz.
Bu arada, Obama döneminden kalma tüm yükleri ABD'nin omuzlarından
atacağı vaadiyle işbaşına gelen Trump, bakalım ABD müesses
nizamının Türkiye politikasına ne zaman el atacak, merak
ediyorum.
***
O özrün artık zamanı geldi Kemal Bey