Çevremde bir ya da iki kez korona olan kim varsa büyük çoğunluğu her an virüs kapacağı endişesiyle hareket eden, aşıları tam, açık havada bile maske takan ve elinden dezenfektanını düşürmeyenler...
Buna karşın normal hayatına devam eden ve aşı olmayı da düşünmeyen tanıdıklarım arasında henüz hastayım diyene rastlamadım.
Acaba bu durumu nasıl izah edebiliriz?
"Sakınılan göze çöp batar" önermesi bize yol gösterebilir mi?
Bence evet.
Hatta daha ileri giderek söyleyebilirim ki, çöpü sakındığımız gözümüze batıran dabizzat kendimiziz!
Bir örnek vereyim.
Geçenlerde işyerinde pozitif vaka çıkan bir arkadaşım telaşla aradı. "Hemen hastaneye gidiyorum" dedi.
"Niye, kendini kötü mü hissediyorsun" diye sordum?
"Yo bomba gibiyim ama belki ben de hastayımdır" dedi.
Ne diyeyim, "Belki..." deyip kapattım.Az sonra mesaj kutuma gelen hıncahınç dolu bir acil servis fotoğrafı düştü.
Arkadaşım "Kuyruk var. En az iki saatte bana sıra gelir. Of ne yapsam ki?" diyesoruyordu.
"Hemen oradan uzaklaş, hastalık kapacaksın" dedim.
"Hiçbir yere gidemem, mecbur bekleyeceğim. İnsan kaynaklarından temaslıyım diyetest yaptırmam gerektiğini bildirdiler. Yarın sabah mesaim var" diye cevapladı.
"Sanki biraz heveslisin de..." diye takıldım.
"Fena olmaz aslında pozitif çıksam... Yedi gün yatarım" diye güldü.
Günahı boynuna da...
Biri bana anlatabilir mi?
Kendisini iyi hisseden sağlıklı insanları prosedür gereği, istatiksel olarak pozitifvakaların yoğun olduğu hastanelere yönlendirmenin pandemiyle mücadeleye ne katkısı var?
Bu angaryanın, zaten burnu akınca soluğu hastanede alacak kadar korkutulaninsanlar yüzünden fazlasıyla risk altında olan sağlık personelinin iş yükünü artırmasıda cabası.