Yakın zamana kadar daha çok yaşlıların bıraktığı sakal şimdi
özellikle gençler arasında moda. Üstelik yanlızca Türkiye'de değil,
tüm dünyada.
Yıllarca karşımıza jilet gibi çıkan ünlü ABD'li televizyoncu David
Letterman'ın bile katıldığı programlara artık sakallı çıkması kayda
değer.
Ben de yıllarca daha rahat bulduğum için kirli sakalla gezdim.
Hatta üniversite yıllarında kız öğrencilere yönelik başörtüsü
yasağının kapsamı sakal yasağıyla genişletilince, okul yönetimini
protesto için sakalımı uzatıp eylemlere de katıldım.
Ancak modaya uymanın ilerde genellikle "pişmanlıkla"
sonuçlanacağını düşündüğüm için 3-4 dört yıldır gün aşırı sakal
tıraşı oluyorum.
"Sakal erkeğin süsüdür" cümlesini işittiğimden beri de ekrana
mutlaka traşlı çıkıyorum.
Bu şekilde kendimi daha dinç, temiz, iyi hissediyorum. Tıpkı
sakallı halini daha çok seven başkaları gibi, bu yalnızca beni
ilgilendiren bir ayrıntı.
"Atatürkçü Düşünce Derneği'nin biri", sakallı bir özel halk otobüsü şoförü hakkında İBB'ye şikâyette bulunmuş. Şikâyet karşısında İETT Genel Müdürlüğü de Aziz Nesin hikâyelerine konu olacak şu skandal açıklamayı yapmış:
"Cilt hastalığı gibi doktordan sakal tıraşı bırakması yönünde aldığı rapor dışında tüm personelin sakal traşlı çalışması gerekmektedir." *** Pardon!
Ne yani insanlar bedensel mülkiyetlerine dair yalnızca kendilerini ilgilendiren şahsi tasarruflarda bulunurken doktordan rapor mu alacaklar?
Peki keçi sakal bırakmak isteyenler, kaşını kazıtmaya özenenler ya da pos pıyığını çorbaya daldırmayı arzulayanlar hangi bölüme gidecekler?
Psikiyatriye mi yoksa diyetisyene mi?
Vatandaşlara, emekleri karşılığında ücret almak için iş anlaşması yaptıkları için, evrensel hak ve özgürlüklerinden feragat etmeleri dayatılabilir mi? Kölelik kaldırılmadı mı?
Bunun ülkedeki erkeklerin kendi stili dışında saç tıraşı olmalarını yasaklayan Kuzey Kore liderinin vizyonundan ya da İran'daki sakal bırakma mecburiyetinden hiçbir farkı yok. Çünkü, başkalarına, olsa olsa tavsiye edebileceğiniz tercihlerinizi yasal olarak dayatamazsınız.
Evet, doktor raporu alması şart olanlar asıl, insanların yüzündeki gözündeki kıllı tüyle, Ayşe öğretmenin başındaki örtüyle, daha cenazesi kalkmadan Nesclican'ın kılığıyla kıyafetiyle uğraşanlardır.