Bir yandan İyi Parti yönetimi sistematik olarak Gürsel Tekin'in HDP'ye bakanlık verileceği sözleri üzerinden Kılıçdaroğlu'na yükleniyor...
Diğer yandan da Akşener cephesinin tutturduğu milliyetçi ezgiye Selahattin Demirtaş cezaevinden, "Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" diye şöyle kanon yapıyor:
"'HDP'ye yok' diyorlar. Hele önce siz o bakanlık koltuğuna oturun da bir görelim. Seçimi nasıl ve kimin oylarıyla kazanıp da bakan olmayı hayal ediyorlar, merak ediyorum."
Kemal Bey'in işi zor...
Aşağı tükürse HDP, yukarı tükürse İyi Parti.
"Yalan, HDP'ye bakanlık vermeyeceğiz" dese HDP seçmeninden olacak. "Evet vereceğiz" dese Akşener'in tuzağına düşecek.
O da başka vesilelerle kafası karışan seçmene mesajlar gönderiyor.
Partisinin Diyarbakır yöneticisi "Kürdistan, özerklik" falan derken, kendisine "Bozkurt Kemal" diye tezahürat yaptırıyor.
Dün de Sakarya Meydan Muharebesi'nin (22 Ağustos - 13 Eylül 1921) 101. yıldönümünde partisinin grubunu Sakarya'da topladı...
Daha durun...
Ve aynen şunları söyledi:
"Sakarya aynı zamanda milli Kurtuluş Savaşı'nda en kanlı mücadelenin verildiği bir kenttir, Sakarya Savaşı'dır. Sakarya galibiyetidir!"
Ah Kemal Bey ah...
CHP'nin Genel Başkanı, Milli Mücadele dönemini hakkında ilkokul seviyesinde bilgiden bile mahrum olur mu?
Sakarya Savaşı Sakarya'da mı yapıldı?
Ne diyorsunuz Allah aşkına siz?
Hadi siz bilmiyorsunuz, güya Atatürk'ün partisiyiz diye koca CHP'de bunu bilen tek bir kişi yok mu?
Ne denir ki?
Neyse...
Biz, Kemal Bey'in bu anlamlı günde Atatürk'ün "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz" sözünü hatırlayıp grubunu "Güneydoğu'nun incisi" dediği Mersin'de toplamadığına dua edelim.
Amin.