Melih Altınok Sabah Gazetesi

Sefaletin felsefesi, felsefenin sefaleti ve düz sefalet...

Merak etmeyin, komünist Marx'la, anarşist Proudhon'un kitaplaşan atışmalarına dalmayacağım. Ama konumuz yine ekonomi. Siyasette ya da sanatta, bugünlerde, kimin kime garezi varsa, konuyu mutlak oraya getirip rakibine, "hasmına" buradan...

23 Eylül 2018 | 6.250 okunma

Merak etmeyin, komünist Marx'la, anarşist Proudhon'un kitaplaşan atışmalarına dalmayacağım.
Ama konumuz yine ekonomi. Siyasette ya da sanatta, bugünlerde, kimin kime garezi varsa, konuyu mutlak oraya getirip rakibine, "hasmına" buradan çakmaya çalışıyor...
Kıraathane işinden sonra siyasetçilikte karar kılan Gürsel Tekin mesela. O da belediye seçimlerinde CHP'nin İstanbul'dan adayı olmak için iç ve dış rakiplerine buradan vurmayı kafasına koymuş. Ne mi yapıyor?
Aday adayımız, bin liralık "Brooks Brothers" marka gömlekle (kırışmıyor diyedir belki) tebdili kıyafet edip Tahtakale esnafının arasına karışıyor... "Cumaya gittim döneceğim" notu iliştirilmiş esnaf kepenkleri önünde ellerini cebine koymuş "tükanlar kapalı" pozu veriyor. Kent için adı geçen ve her gün cumaya gittiğini açıklayan Muharrem İnce bence bu pası kaçırmaz!
Gürsel Bey'in mahallesinden gelin biraz buralara, Karaköy'deki Contomporary'ye." Sanatseverlerimiz bile, bir yandan küratörerin küratörü Ayşe Arman'ın tavsiyesiyle gittikleri Batmanlı sanatçı Ahmet Güneştekin'in eserleri önünde fuar sırası yapıp seri selfie'lerken... Bir yandan da Golden Goose'un 530 dolardan satışa çıkardığı eski ayakkabıyla, yoksulları aşağıladığını anlatıyorlardı birbirlerine... Olacak şey değildi yani... Tükürürlerdi kriz zamanı böyle sanata, modaya!
Boşta kalanlar ise Twitter'da Haluk Levent'i dövüyorlardı. Zira şarkıcı, çocuğuna istediği okul pantolonunu alamadığı için intihar ettiği söylenen İsmail Devrim isimli vatandaş için "keşke kaymakamlıktan yardım isteseydi" demişti. Onlara göre yoksullar "gerektiğinde" ölebilmelilerdi de... Sanatçıya düşen, çelişkinin derinleşmesi için çalışmaktı... Kimse intihar etmesin diye akıl yürütmek falan da ne oluyordu? Godoman mı olmuştu yoksa Haluk Levent!
Engin Ardıç çok üstüne gitti ama görüyor musunuz, Arşimed misali "Bana felsefi bir derinlik getirin istifa edeyim" diyen Kemal Bey ne kadar haklıymış. Memlekette sefaletin felsefesinin de felsefenin sefaletinin de sefaleti ortada.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürkçülük sınıfsal bir tercih 23 Kasım 2024 | 9 Okunma Bu işlerde Mahir 22 Kasım 2024 | 823 Okunma 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar 20 Kasım 2024 | 1.279 Okunma Parsel parsel... 18 Kasım 2024 | 1.339 Okunma Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar 17 Kasım 2024 | 1.451 Okunma