Konuşmaya doyamayan ergen sevgililerin telefonu kimin kapatacağı
konusundaki sınırsız nazları karikatürlere, skeçlere konu olmuştur.
Bilirsiniz işte:
Önce taraflardan biri "Hadi kapa't" der. Ve sonrası da tenis maçı
gibi devam eder:
- Önce sen...
- Hayır sen
- Ya sen...
Ama nereye kadar uzatırsa uzatsınlar şimdiye kadar hiçbir çifte 1
milyon 200 bin liralık telefon faturası gelmemiştir değil mi?
Ama Meclis bütçesinden yani bizlerin cebinden İstanbul Ulus'ta 3+1
ev alacak kadar telefon görüşmesi yapan CHP'li vekil Elif Doğan'a
gelmiş!
Kuşkusuz, 1 milyon 200 bin liralık telefon faturasının yanı sıra,
sadece geçtiğimiz ocakta 700 bin liralık (Üsküdar 2+1, kombili)
daha konuşan Sayın Vekil daha ciddi görüşmeler yapmıştır. ABD'deki
akrabalarıyla falan...
Meclis'te halkın parasıyla laklak edenler listesinin ilk üçü de
yine CHP milletvekillerine ait.
İkincilik, 373 bin liralık telefon faturasıyla (Bağcılar, 3+1,
şehir manzaralı) CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü'ye
gitmiş.
181 bin liralık telefon faturasıyla bronz madalya alan CHP İzmir
milletvekili Özcan Purçu ise daha mütevazı. Beylikdüzü'nde bir
daireye kaba inşaattan başlamış diyebiliriz.
Düşünsenize, Elif Hanım iyi ki Ali Ağaoğlu'nun CHP şubesi Gamze
İlgezdi'yi çok sık aramamış.
Yoksa CHP'li vekilin telefon faturası en az 3 milyon dolarlık
rezidans parası kadar gelirdi, bize!
Sayın vekiller, lütfen sakin olun. Elinizdeki, faturasını, bu
emekçi halkın ödediği telefonları kapatın.
Evet, önce siz!
Çünkü dileyeceğiniz seçmenden bir özürdü, çok uzattınız.
***
Hata mı ettik Kemal Bey?
CHP'li vekillerin skandal telefon faturalarını bir televizyon
programında değerlendiren Kılıçdaroğlu, konuşkan arkadaşlarını
değil kendilerine güvenen halkı suçladı.
Çünkü niyeymiş efendim, sen TBMM olarak tutup milletvekiline
sınırsız telefon hakkı verirsen, sonra çıkıp da niye bu kadar
fatura geldi, diye soramazmışsın.
Düşünseniz, seçmen koalisyon ortağı olarak örtülü ödeneği kullanma
yetkisini Kemal Kılıçdaroğlu'na, CHP verse, demek ne faturalar
ödetecekler bu halka...
Ardından da muhtemelen şimdi olduğu gibi yüzümüze bakarak
sırıtacaklar:
"Vermeseydiniz!"