Resmi yetkililerden, kanaat önderlerinden gelen açıklamalar yıllardır dinlediğimiz ve sorunun çözümüne katkı yapamadığını istatistiklerden açıkça gördüğümüz klişelerin tekrarından ibaret.
Gelin görün ki "bu başarısızlığımıza" rağmen, alternatif çözüm önerilerini duymaya da kimsenin cesareti yok.
Kimi profesyoneller de elbette zihinsel konforlarını bozmak istemiyor.
Örneğin, Çarşamba günü de bu köşede tartışmaya açtığım ve sosyal medyada yoğun ilgi gören "Erkeklerin erkekliklerinden ötürü kadınları öldürdüğü" kabulü...
Bu dar cinsiyetçi yaklaşım "Kadınların, kadın oldukları için erkekler tarafından öldürüldüğü" önermesini doğuyor.
Cinayetle sonuçlananlar da dahil, şiddet girişimlerinde cinsiyetten daha baskın etkenlerin olduğunu dile getirmekse garip şekilde "marjinellikle" yaftalanıyor.