Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'daki bir konuşmasına
ara verip koruma müdürünü yanına çağırması üzerine pek çok teori
üretildi.
Bunlardan biri, Erdoğan'ın prompter'ının bozulduğu ve konuşmasına
bu yüzden ara verdiği iddiası.
"Ne var bunda, bozulamaz mı" dediğinizi duyuyorum. Ama iddiayı
ileri süren gazetecilerin ve üzerine atlayan siyasilerin derdi
başka.
Akıllarınca, zaten Cumhurbaşkanı seçilmiş olan Cumhurbaşkanı'nın
"seçilme yeterliliğinin bulunmadığı" türünden mantıksız bir algıyı
yerleştirmeye çalışıyorlar. Tıpkı, diploma tartışmalarında olduğu
gibi...
Komik. Zira bu "yetersizlik" iddialarının hedefindeki isim, 16
yıldır ülkeyi yöneten bir Cumhurbaşkanı. Yani seçilme yeterliliğine
dair cevabı, onayını seçmen 16 yıllık görev süresince girdiği 12
seçimde vermiş. Muharrem İnce'nin ifadeleriyle söylersek "Çıkmışsın
vermiş, çıkmışsın vermiş, çıkmışsın vermiş..."
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan yine de dün bu iddialara cevap verdi:
"Geçen gün öyle diyor. Prompter'ı unutmuşum. Ben prompter'ı unutmadım, prompter'ın dersini veririm sana. Ben kanaat önderleriyle yaptığımız iftarda, yanımdaki hoca efendi akşam namazını kılmak için çıktı. Ben konuşmamı yaparken dönüyordu, korumalar önünü kestiler, tekrar sandalyesine göndermediler. Bu beni rahatsız etti. Koruma müdürümü çağırdım 'Şurada hoca efendinin önünü kestiler' dedim. Bu benim ilim ehline gösterdiğim saygımdır bay Kemal, bay Muharrem. Öyle sosyal medyadan saldırmakla netice alamazsınız."
Evet, muhalefetin son yalanının mumu da böyle söndü. *** Peki, nedir bu prompter? Daha çok, haber sunucularının konuşma hatalarını engellemek için kullandığı bir araç. Söyleyeceklerinizi yazıyorsunuz ve prompter size onları hatırlatıyor.
Kısacası bu alet, kullanıcının daha akıcı, tutarlı, anlaşılır konuşmalar yapmasına, böylece mesajın dinleyiciye temiz, net ve tam şekilde gitmesine yarıyor.
Örneğin bazı meslektaşlarım kullansa da ben kısa konuşmalar yaptığım için prompter tercih etmeyen bir sunucuyum. Ancak mitinglerdeki gibi uzun bir konuşma yapacak olsam, mutlaka kullanırdım...
Zaten bu yüzden de konuşmalarında profesyonelce, okuduğunu hissettirmeden prompter kullanan Erdoğan'ın mitingleri kalabalık oluyor... Diğer siyasileri en az ikiye katlıyor... Erdoğan'ın konuşmalarında mesajın en etkili şekilde seçmene ulaştığının kanıtı da sandıklara yansıyan tercihler değil mi?
Kemal Bey'den geçti ama bence Muharrem Bey de acilen prompter dersleri almalı. Öğretmen olduğu için kitle karşısındaki jestleri iyi. Ama konuşmalarında iki dakika önce söylediğinin tam tersini söylemesinden, konuyu dağıtmasından, mantık hataları için onun adına utanmaktan çok sıkılıyoruz.
Artık bu seçim için geç kaldı ama inanıyorum ki biraz çaba gösterirse prompter'la konuşmayı Muharrem Bey de öğrenebilir.
Zaten hitap edilen seçmeni ciddiye almak, onlara saygı duymak, işini iyi yapmak bunu gerektirir değil mi?