Ankara katliamının ardından kimi siyasilerden gelen açıklamalara bakıyorum da, kurdukları her cümle bombaların balans rüzgârından farksız.
Patlamanın aksi sedası Ankara semalarında yankılanırken, HDP'nin 2014'te Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamına aday olmuş Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, "fail devlettir" diyor. Son iki ayda çoluk çocuk, kadın asker onlarca canımızı alan bir terör örgütünün yasal kanadının başındaki ismin bu tavrını yalnızca fütursuzlukla izah etmek mümkün değil. Yaptığı, varoluşunu borçlu olduğu terör siyasetinin etki alanını genişletmek. Bu kirli ve kanlı oyunda üzerine düşen görevi "yasal yasal" yerine getiriyor.
Dün, Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde, ortak acımızı oya tahvil eden korkunç konuşması bunun delili. Ülkenin Cumhurbaşkanı'nın şehit cenazelerinde verdiği "birlik" mesajını eleştirenlerin, Demirtaş'ın cenazelerimiz yanı başındayken "Oylar HDP'ye demesi"ni makul buluyorlar.
Eğer terör tehdidiyle 1 Kasım'da Ak Parti'nin tek başına iktidar olmasını sandıkta engelleyemezlerse, Demirtaş'ın ülkenin en meşru siyasi karakteri Tayyip Erdoğan'a ve Ak Parti'ye yönelik "iktidarı gaspı" söylemi büyütülecek. Durumundan vazife çıkartma potansiyeli taşıyanlara faili belirsiz lojistik sağlanacak.