HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş dün nihayet ortaya çıktı.
Sabah saatlerinde Radikal'deki advertorial röportajıyla boy
gösteren Eş Başkan ardından partisinin grup toplantısında konuştu.
Ne var ki Demirtaş'ın seçim öncesi grup konuşmalarını canlı veren
kanallar bu kez ilgisizdi.
Hatta inanmayacaksınız, Bugün TV bile grubu görmedi. Oysa
Demirtaş'ın konuşması da "bombalarla" doluydu.
Örneğin, aynı zamanda bir hukukçu da olan Demirtaş için, iki
polisin yataklarında katledilmesi olayını PKK'nın açıkça
üstlenmesinin, örgütün sorumluluğunun delili sayılmadığını
öğrendik. Umarız Kandil "Sen bize yalancı mı diyorsun" diye
kendisine çıkışmaz.
Buna karşın "PKK silah bırakacaktı Cumhurbaşkanı önledi" türünden
akıl almaz iddialarına peşinen inanmamızı salık veriyordu
Selahattin Bey.
Evet, acınası bir durum. Şahit olduğumuz, 7 Haziran'ın hemen
öncesinde ve sonrasında "ecnebi" destekçilerinin yan sıra Doğan ve
Cemaat medyasının gazıyla ayaklarının yerden kesilmesini, kendi
mucizesi sanan bir siyasinin ve saz arkadaşlarının, gerçeğin çölüne
adım adım teşrifleridir. Alışık olmadıkları gerçeklik koşullarında
dünün konforunun klişelerini tekrar ettikçe, fiili ittifaklar
kurdukları aktörlerin kendilerinden uzaklaşmaya başladığını
görecekler. Şaşıracaklar ve şaşırtacaklar da.
Çünkü dünün kuralları artık geçersiz. Ama sandıkların açılmasının
üzerinden henüz iki ay geçtiği için bunu fark edemiyorlar. Oysa
koşulları değiştiren süre değil pozisyonları, anlamıyorlar.
Örneğin, seçimler öncesinde olduğu gibi bu kez de patlayan
bombaların balans etkisinin hareketlerine ivme kazandıracağını
düşündüler. Bu nedenle Suruç katliamının ardından arkasına
toplumsal desteği de alıp gelecek tepkiyi önemsemeden yine
ajitasyona sarıldılar.