Geçen gece Twitter'da "Suriyeliler defolsun" başlığı bir anda TT
(en çok konuşulan) oldu...
Destek için değil tepki yaratmak için hazırlandığı negatif dilinden
de rahatça anlaşılan bu hashtag (başlık) kısa sürede amacına
ulaştı.
Ovacık'ın "komünist belediye başkanı"ndan tutun da AK Partili
siyasilere kadar bu provokatif ve faşizan slogana tepki vermeyen
kalmadı...
Hatta bugüne değin, milletvekili seçildiği ülkesine değil de Şam
rejimine bağlılık yemini etmişçesine davranan figüranlar bile
kızmıştı bu işe...
Peki, şahit olduğumuz, her kesimden insanın zaaflarından yakalayıp
destek almayı hedefleyen bir düz kontak ırkçılık eylemi değilse
kampanya kimindi?
Bu ters manyel başlığın gündemimize sokulma amacı neydi?
Suriye FETÖ'nün öncelikli gündemi olmadığına göre, belli ki yine sahibinin sesini oynuyordu... Birileri Suriye'de bir adım atacaktı ve CIA, Pentagon yine bir şeylere altlık yapıyordu...
Birkaç saat sonra "zihnimize gelen" kokunun kaynağı ortaya çıktı. Rus uçaklarının, rejim karşıtlarının kontrolündeki İdlib'i vurduğu bilgisi ajanslara düştü.
Ankara anında, yeni göç dalgasına karşı Suriye'de oluşturulan güvenli bölgelerin hazır olduğunu açıkladı. Ne var ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 gün sonra Putin ve Ruhani ile buluşacağı İran ziyareti öncesi yaşanan bu gelişme kamuoyunu epeyce meşgul edeceğe benziyor. *** Evet, yine içeriden parçalanıp güçsüz düşürülmüş bir ülkenin ve onun komşularının üzerinde filler tepişiyor.
Washington işin içine Türkiye'yi "hiç" katmadan İdlib konusunda Rusya ve İran'ı uyarıyor... Moskova ise ABD'yi muhatap almadan "Konuyu 7 Eylül'de İran'daki zirvede Türkiye ile ele alacağız" diyor...
Biri, Suriye konusunda kilit ülke konumundaki Türkiye'nin rakip ligle kuracağı diyaloğu engellemeye çalışıyor... Diğeri Suriye'nin geleceğiyle ilgili işbirliğine gideceği Türkiye ile masaya oturmadan birkaç gün önce elini güçlendiriyor.
Hiç kimse, davetli davetsiz, Suriye ile sınırı bile olmayan herkesin saat başı maske değiştirdiği bu baloya Türkiye'nin çıplak katılmasını beklemesin!