Demokratik dünyaya mensup laik bir hukuk devletinde, Cumhurbaşkanı adayının kendini mezhebiyle tarif etmesi "ayrımcılığa karşı dik bir duruşmuş".
Hadi oradan...
Faşizm konuşma yasağı değil söylem mecburiyetidir.
Bu çağda devletin bile artık vatandaşına soramadığı için kimliklerden çıkardığı mezhebi, siyasetçinin kendine sıfat seçerek siyasileştirmesi ayrımcılığı körükleyen bel altı bir tavırdır.
Çünkü toplumumuzda ve siyasette böyle bir konu, tartışma yok. "Alevi misin Sünni misin" diye soranı attan düşmüşe çevirirler. Her konuda olduğu gibi Aleviler ile ilgili nefret söylemine başvuran marjinal bir kesim olabilir. Neler yok ki? Kimileri de rahibelerle fotoğraf çektirip yolda gördüğü çarşaflıya...