7 Haziran 2015 seçimlerinden bu
yana yüzlerce vatandaşımızı şehit verdik.
Ama sorumlular yalnızca FETÖ, PKK, IŞİD ya da
DHKP-C maskesi takmış tetikçiler değil.
Müttefiki Türkiye'de darbeye kalkışıp 250 can alan FETÖ'ye kucak
açan ABD, geçen gün de PKKPYD'ye iki
helikopter dolusu silah indirdi.
ABD Beşiktaş saldırısından iki gün sonra PKK'ya can
suyu verir de Avrupa boş durur
mu? Avrupa Parlamentosu'nun solcu ve yeşil vekilleri
de geçtiğimiz gün düzenledikleri konferansta PKK'nın
terör listesinden çıkartılması kararı aldılar. Tıpkı
fiilen terörist görmedikleri diğer sol çetelere yaptıkları
gibi...
Evet, bu terör değil artık. Kurtuluş
savaşımızda başımıza nasıl çöreklendilerse, yüz yılsonra
yine topyekûn saldırı altındayız.
Lafı dolandırmaya gerek yok. Bunu anlamayan, kabul edemeyen "saf"
değilse kötü niyetlidir ya da terörist.
Hangi şıkkın doğru olduğuna karar vermek için Türkiye
Cumhurbaşkanı'nın "teröre karşımilli seferberlik ilan ediyorum"
çıkışından sonra verilen tepkilere bakmanız yeterli.
"Kimse böyle bir çağrıya karşı çıkarak kendisini böyle deşifre
etmez, açıktan bu kadar saçmalayamaz" demeyin.
Örneğin, Başbakan'la görüşmesinin ardından "terörle mücadelede
hükümete her türlü desteği vereceğiz" diyen Kılıçdaroğlu'nun
yöneticileri şiddetle karşı olduklarını açıkladılar
teröre karşı bir milli seferberliğe.
Sonunda "Türk" sıfatı olan haber kanalları
da, Cumhurbaşkanı'nın terörle etkin ve kararlı mücadele
çıkışını iştir işitmez paniklediler. Anında yayınlar
yıkılıp bir uzmanına bağlandılar ve "hukuken mümkün mü
ama" sorularıyla "gazetecilik" yaptılar.
Dün de biri güya ulusalcı, gazetesindeki köşesinde, sanki terör
örgütlerine finansman sağlıyormuş gibi, "teröre karşı seferberlik
ilan edildi evimize arabamıza el koyacaklar" diye
sayıklıyordu.
Biz seçmenleri, okuyucuları, izleyicileri o