ABD derin devletini, dünya medyasını ve küresel siyasetin
doğruculuk cephesini karşısına almasına rağmen seçilen
Donald Trump ocakta başkanlık koltuğuna oturuyor.
Ama herkesin kafasında aynı soru. ABD müesses nizamının
açıkça "dışına" çıkacağını söyleyen Trump nasıl
terbiye edilecek?
Bireyin iradesine duyduğu saygıyla övünen derin sistem, Gezivari
sokak gösterileriyle mi yetinecek? Yoksa
Trump'ın teslim olması için, ülkeyi terk edeceğini
söyleyen ünlülerin "Hey dostum, Onun ağzını kırmak
istiyorum" tiratlarından mı medet umacak?
Haklısınız, geçmişte kendi başkanını (Kennedy) öldürdüğü iddia
edilen ABD derin devletinde oyun bitmez.
Dün, Trump'ın seçildiği gece ışıklarının sabaha kadar
yandığı rivayet edilen Pentagon'un
ağzından yapılan açıklamaları okurken daha
ileri gidebileceklerini de düşünmeye başladım.
Hatırlayacaksınız Trump, başkanlığı döneminde ABD'nin NATO'daki
rolünün, NATO ülkelerinin birliğe yapacağı ödemeye bağlı olacağını
açıklamıştı. Özetle, ne kadar ekmek o kadar
köfte demişti.
Ancak bu konuda Obama döneminde yapılan planlar yürürlükte.
Washington'ın şubat ayında Avrupa'ya yeni bir tugay göndererek
kıtadaki tugay sayısını üçe yükseltmesi öngörülüyor.
Bu çelişkiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pentagon
sözcüsü Peter Cook aynen şunları söyledi.
"NATO müttefiklerimizle kararlaştırdığımız
şekilde planlarımızı uyguluyoruz.
Sıradaki yöneticiler politika tercihlerini göreve
başladıklarında söyleyecek.
Aynı anda yalnızca bir başkomutanımız vardır." Breh breh
breh!
"Askerlerin sözcüsü" dikkatli ifadeler tercih etse de özetle diyor
ki "Seçilmiş ABDbaşkanını değil, NATO'yu, komutanlarımızı
ipleriz." Muhtıranın İngilizcesi neydi?