Trump göreve gelir gelmez yayınladığı bir kararnameyle, ABD
vizesi aldıkları halde bazı mültecilerin ABD'ye girişini
yasakladı.
Trump'ın "gelmesinler" dediği mülteciler tahmin edeceğiniz üzere
ABD'nin, Avrupa'nın işgal ettiği, yıllardır bombaladığı Müslüman
ülkelerden...
Irak, Suriye, Yemen, İran, Sudan, Somali ve Libya.
Yüksek Mahkeme yeni başkanın kararnamesinin uygulanmasını askıya
aldı. Ne var ki uygulamanın "anayasaya aykırılığına" hükmetmediği
için mültecilerin akıbeti belirsiz.
Herkes de merak içinde.
Trump ise kendisini ulusal güvenlik ve potansiyel tehdit
gerekçeleriyle savunuyor. Fiilen savaş halinde oldukları ülkelerden
gelenlerin ABD'de terör eylemlerine soyunabileceklerine dair
kaygılarını dillendiriyor.
Gelin görün ki, bu gerekçelerin hiçbiri alınan radikal tedbirin
şiddetini izah etmeye yetmiyor.
Öyle ya, ABD devleti vizelerini, uyrukları gerekçesiyle iptal
ettiği mültecilerin eğer terörist olduğunu düşünüyorsa gerçekten
harekete geçmeli.
Vize iptali gibi pasif bir yöntem yerine uluslararası hukuku
devreye sokmalı. Ve teröristleri geldikleri ülkenin devletine
bildirmeli.
Aksi halde bu yedi ülkenin vatandaşlarının tümünün birden evrensel
insan haklarını ihlal etmiş sayılır.
Özetle Trump'ın attığı taşın ürküteceği terörist kuşlara değmemesi
bir yana... Bu uygulama terörden dolaylı olarak etkilenen
insanların sayısını artırır.
Dahası sahtekâr rakiplerinin, eski dünyacıların, tek kutuplu dünya
yandaşlarının ve hatta derdi başka olanların yüzsüzce sahneye
fırlayıp yaptıkları şova alkış tutmuş olur.
***
Malia'ya sakın söylemeyin!
ABD'de, Trump'ın Müslüman ülke uyruklarına getirdiği vize
sınırlamasını protesto edenler arasında Obama'nın büyük kızı Malia
da varmış.
Ne bilsin kızcağız... Babasının döneminde ABD hukuku işkenceye
engel olmasın diye Müslüman mahkûmları yargılamak için kurulan
Guantanamo adasının vardiyalı çalıştığını...
ABD ordusunun Obama döneminde Ortadoğu'da Müslümanlara karşı
işlediği suçların listesini...
Daha küçük, yoksa ailesinin Karayip tatilini kaçırır mıydı hiç
Malia?