Geçen gece kimsenin ses tonunu bile işitmediği, çok az kişinin
canlı gördüğü genç bir adam, neredeyse tüm ülkenin arkasından
konuştuklarına cevap vermek için ekrandaydı.
Bir romanın ya da film senaryosunun girizgâhını sizlerle
paylaşmıyorum. Karakterimiz de gizemli şöhretine uygun olarak
ekranda belirdikten sonra bir anda ortalığı kaplayan sisten
yararlanıp Gotham şehrindeki gizli evine falan dönmedi.
Çünkü Türkiye'de bugünlerde sıradan olsa da kolektif bilincini
muhafaza etmeyi başaran medeniyetlerde epeyce garip sayılacak bir
durumdaydı, işi uzundu.
Nasıl bir absürtlükle karşı karşıya kaldığını daha iyi anlamak için
kendinizi karakterimizin yerine koymanız faydalı olabilir.
Düşünün, ABD'de iyi bir eğitim almışsınız, saygın, başarılı
ebeveynleriniz var. Genç yaşta evlenip aile kurmuşsunuz, babasınız.
Mizacınız, sakin, mütevazı. Hakkınızda açılmış tek bir soruşturma
bile yok. Ama cemiyete zararlı kötü bir vatandaş olarak
yaftalanıyorsunuz.
Harvard mezunusunuz ve hakkınızdaki "cahil" iddialarına cevap
vermek zorunda kalıyorsunuz.
Profesyonel olarak ilgilendiğiniz iş, kız çocuklarının eğitimine
yardımcı olmak, onlara yurtlar açmak yani dünyanın her yerinde
takdire şayan bir sosyal sorumluluk. Ama siz peşin satanların
"niçin iyilik" sorularına muhatap oluyorsunuz.