Amerikalı Senatör Rand Paul:
- Saddam Hüseyin’i 2003 yılında devirmemiz hataydı, diyor, Saddam İran’a karşı tampondu, o olmadığı için İran iki kat güçlendi..
Senatör Paul devam ediyor:
- Libya lideri Kaddafi’yi devirmemiz de hataydı... Kaddafi iyi adam değildi ama Libya’da aşırılığı sınırda tutabiliyordu...
Senatör ekliyor:
- ABD Suriye lideri Beşar Esad’ı devirmeye çalışmamalıdır... Çünkü Esad iktidar boşluğunu İslamcı militanların doldurmasını önlüyor.
Senatör sözlerini şöyle özetliyor:;
- Ne zaman bir laik diktatörü devirsek kaosu hızlandırıyoruz ve radikal İslam yükseliyor...
ABD yeni yeni akıllanıyor. Washington sözde Ortadoğu’da kendine yakın yönetimleri işbaşına getirecek, petrol çıkarlarını sağlama bağlayacaktı. Ancak bölgeyi adım adım El Kaide ve uzantılarına teslim ediyor. Sınırımızın hemen dibinde yeni felaketler yaşanıyor. El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi üyesi teröristler, geçen hafta sonu İdlib’e bağlı Cisr eş-Şugur kasabasını bastı ve Alevi oldukları için 52 sivili katletti. El Nusra bölgeye hakim oldukça hem bu tür felaketler artacak hem Türkiye’ye yönelik göç hızlanacak. Suriye Birleşmiş Milletler’e “Saldırılarının Türk ordusu tarafından verilen ateş ve lojistik destek sayesinde gerçekleştiğini” bildirdi. Tüm felaketlere ek olarak “Savaş suçlusu” damgası yememiz çok muhtemeldir
Serkisyan üzülmüş!
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan bir TV programında:
“Geçmişte Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’yi ziyaretlerinde Atatürk’ün mozolesine çelenk koyması bize acı veriyordu. Çünkü o çelenk bizim adımıza da oraya konuyordu” dedi.
Oysa Cumhuriyet idaresi geçmişin tüm düşmanlıkları üzerine sünger çekti.
Türk - Ermeni herkese bu topraklarda eşit vatandaşlık hakkı tanıdı.
Sarkisyan bundan mı acı duyuyor?
Kendisinin gözü hâlâ Ağrı’da olup, onu geri alabilmek hayaliyle düşmanlığı sürdürüyor, sınır bu yüzden açılmıyor, Ermenistan bu yüzden ekonomik zorluklar içinde kıvranıyor. Değerli okurumuz Saadet Konca diyor ki:
“Milletin Türkiye’de kaçak çalışıp karnını doyuruyor. Ona üzül!”