Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetimi açısından geçmişte çalışmaları bulunan emekli general Nejat Eslen, bundan sonrası için şu tavsiyelerde bulunuyor:
- Ankara’da şehir dışında modern, yeni, korunaklı; savaşta ve barışta görev yapma yeteneklerine sahip bir karargâh (Komuta Merkezi) inşa edilmeli.
- Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri karargahları Genelkurmay Karargâhı adı altında müşterek bir komutanlık olarak birleştirilmeli ve küçültülmeli. Bu tür yapılanma, personel tasarrufu sağlayacak, tekrarları önleyecek, müşterek harekâtı tek merkezden yönetme imkânı verecektir.
- Ordular, donanma ve muharip hava kuvvet komutanlıkları doğrudan Genelkurmay Başkanlığı’na bağlanmalı ve müşterek komuta karargâhından sevk ve idare edilmelidir.
- Kara, Deniz ve Hava kuvvet komutanları Genelkurmay Başkan Yardımcısı olarak Genelkurmay Karargâhı’nda görev yapmalı.
- Şimdiki Genelkurmay binası askeri müze yapılmalı.
- Genelkurmay Başkanı tercih edilecek siyasi otoriteye bağlanmalı.
Kışlaya ceza!
Başbakan Binali Yıldırım dün Kazan ilçesinde halka hitap ederken çok ilginç bir açıklama yaptı: “Tankların çıktığı, helikopterlerin havalandığı tüm kışlaları kapatıyoruz” dedi.
Darbe girişiminin öfke yaratması olağandır. Ancak devlet adamları öfkeye ölçü koymak zorundadır.
Binali Yıldırım ilk günden beri doğal ve samimi bir halk adamı portresi çiziyor. Mantıklı izahlar yapıyor. O yüzden bu son demeci garip karşılandı.
Bir kışla ya da üsten tank çıkmış, helikopter ya da uçak kalkmışsa bunda o mekânın ne gibi bir suçu olabilir ki? Bu mantıkla darbede görev alan tank ve uçakları da cezalandırmanız, söküp hurdacıya satmanız gerekmez mi?