Kendime zaman ayırdım, küçük bir Avrupa turu yaptım. Pandemi nedeniyle malum uzun süre evlerimizden çıkamadık, sonra evden çıktık, semtlerden çıkamadık, toplu taşım araçlarına binemedik. Dünyamız daraldı. Bu yüzden Yaradan’a sığındım, Avrupa’ya gidiş bileti aldım.Vapur yerine motoru tercih ettim. Tek gidiş bilet 8 lira olmuş. Kadıköy’den Eminönü motoruna binip deniz havasını içime çektim.Avrupa dediğim, tabii İstanbul’un Avrupa yakası. Karaköy’e yaklaşırken Galataport inşaatına gözüm takıldı.İstanbul adına mutlu oldum.Birkaç yıl önce Yolcu Salonu ve tarihi Paket Postanesi’ni çatır çatır yıkmışlardı. Protestolar üzerine Galataport’u yapan firma açıklama yaptı. Bu binaları aslına uygun inşa edeceklerini bildirdi. Hiç inanmadık. Çünkü böyle yalanları çok dinlemiştik. Ancak bu defa ne görelim? Yolcu Salonu ve Paket Postanesi gerçekten aslına uygun yapılıyor. Yolcu Salonu’nun saat kulesi ve postanenin bir benzeri olmayan dikdörtgen çıkıntılı çatısı aynen yapılmış. Galataport inşaatı hayli ilerlemiş. Tek üzücü olan, Nusretiye Camii’nin denizden görünemez oluşu idi.Eminönü’nde motordan indik. Bir kalabalık bir kalabalık. Yeni Cami’nin arkasından dolaşıp, padişah ve hanım sultanların...