En çok “barış” lafını terör örgütüne en hoşgörüyle bakanların ettiği ülkemizde bir “Dünya Barış Günü”nü daha geride bıraktık. Bizim, terör örgütüne tek laf etmeyip sürekli devleti ve güvenlik güçlerini suçlayan “Kadrolu barışçı”ların söylemlerine bakarsanız Türkiye’de barışı sağlamanın ilk adımı “tarafların”... Yani TSK ve PKK’nın silah bırakması.
Siz duydunuz mu bilmiyoruz. Ama biz yıllarca etnik teröre maruz kalmış İngiltere ve İspanya gibi iki ülkede ordunun silah bırakmasını isteyen bir tek “aydın” adı hatırlamıyoruz. Duymadık.
Bizim “barış kuşu” muhteremlerden şimdiye kadar hiç duymadığımız mı?
O çok istediklerini söyledikleri kalıcı barışın nasıl geleceği? Nasıl sağlanacağı? Formülün ne olduğu?
PKK’nın teröre ne kadar masum isteklerle başladığı, günümüzde nerelere geldiği herkesin malumu. Bugünkü isteklerinin tamamını kabul etsek bile yarın karşımıza yenileriyle çıkmayacaklarının garantisi yok!
Başta Duran Kalkan olmak üzere pek çok KCK yöneticisinin kendileri için “Silah bırakma diye bir şeyin asla söz konusu olamayacağı” açıklamaları ortada dururken... Yani, “Siz ne verirseniz verin, biz daha çoğunu almak için silahı elden bırakmayacağız” tehditleri alenen ve defalarca dile getirilmişken... Bunlararı görmezden gelenlerin “samimi ve gerçek barışçı” olduğuna kim inanır?
Özerklik farkı!