Müzik yazarı Ersin Antep, Hürriyet Gösteri dergisinin 300. sayısında “Bayburt, Bayburt Olalı...” başlıklı yazısında klasik müziğin Türkiye serüvenini inceliyor. Bakınız ne diyor:
“Devletçe bir Cumhuriyet Projesi olarak benimsendiği söylenerek eleştirilen çok sesli teknikli müziğin yayılması bir toplum için ya da bir birey için ne ifade eder? Neden ideal görülür? Birçok insanın kafasında bu soru işareti vardır. “Çok sesliliği kavramak kolay değilken ne maksatla bu kadar yayılmasını istiyorlar” diye sorulur.
Çok sesli müzikler, özel bir yazım biçimiyle, birden çok ezginin aynı anda tınlatılmasıyla “yüce” bir bütünün oluşturulması ile oluşan algısıyla belirginleşir. Bu durum bir üstünlük vasfı olmasa da, tercih sebebi olarak görülebilir. Aynı anda birden çok ezgiyi takip etmenin dikkati geliştireceği, bilinci açık tutacağı, beyin hücrelerini çalıştırıp algıyı geliştireceği kanaati yaygındır.”
Uzmanlar klasik müziğin zihni açtığı ve gevşemeye yardımcı olduğu görüşünde birleşiyorlar. Klasik müzik eşliğinde matematik problemlerini çözmekte, satrançta, daha başarılı olabiliyorsunuz. Zekânızı yoğun olarak kullanmak durumunda olduğunuz zamanlarda klasik müzik dinleyin, diyor uzmanlar...
Klasik müziği küçümsemek yerine içindeki melodileri keşfetmek ve anlamaya çalışmak en iyisi...
Karışık Osmanlı!
Takımın adı Ankaraspor idi. Osmanlı hayranı Melih Gökçek ismi beğenmedi. Biraz da büyüklerinin sempatisini kazanmak için Osmanlıspor yaptı. Bu takımı Fenerbahçe karşısında izlerken yabancı bolluğu dikkatimizi çekti. Dün takımın resmi internet sitesine girdik. A Takım’ın 12’si yabancı uyruklu.
Artur: Brezilya - İtalya.
Avdijo: Bosna - Hersek.
Pierre: Kamerun.
Lukasz: Polonya.
Tiago: Portekiz.
Tonia: Liberya.
Gabriel: Romanya.