Salı günleri Meclis’teki parti grup toplantılarının futbol
sahalarından farkı kalmamaya başladı. Özellikle de AKP Grup
toplantılarının... Her salı, otobüslerle milletvekilleri tarafından
Meclis’e getirilmiş “bindirilmiş kıtalar” tribünlere alınıyor.
Başbakan’ın salona girmesiyle birlikte her kıta kendi amigosunun
işaretiyle harekete geçiyor. Tezahüratta kullanılan sloganlar çoğu
zaman, “Filanca il seninle gurur duyuyor” ya da “Dik dur eğilme,
filanca il seninle” gibi klasik sözler!
Hangi “bindirilmiş kıta” daha iyi, daha uzun ve daha yüksek volümlü
tezahürat yaparsa Başbakan’dan sözle veya mimikle “aferin”i alıyor.
Bu, aynı zamanda o kıtayı getiren milletvekilleri için de “aferin”
demek.
“Bindirilmiş kıtalar” tezahürat görevini bihakkın yerine
getirdikten sonra görev sırası onları Meclis’e getiren
milletvekillerine geçiyor. En klasik görev bu yiğitleri toplu halde
Meclis lokantasına götürüp “iaşe”lerini sağlamak. Hele hele bir de
Başbakan’la toplu fotoğraf çektirilirse artık o milletvekiline
seçim bölgesinde ölüm yok. Karınlar doydu, fotoğraf da çekildi mi?
Artık dönüş vakti geldi demektir.
En üzücü durum mu? Siyasilerin moral bulmak için bu tür tezahürata
ihtiyaç duyması... Sakil ve çağdışı görüntünün Meclis’in ve
partinin itibarını düşürdüğünü bir türlü görememesi...
Veya görülmediğini sanması...