Milyonlarca İstanbullu tatil günlerinde biraz nefeslenmek, bir parça Osmanlı tadı almak isterse nereye koşar? Herhalde öncelikle rahmetli Çelik Gülersoy’un yoktan var ettiği bahçelere, köşklere, kahvelere, otellere... Gülersoy’un, başkanı olduğu Turing Kurumu’nun imkanlarıyla ayağa kaldırdığı ve İstanbul’a kazandırdığı tesislerden bazılarını anımsayalım:
* Yıldız Parkı ile içindeki Malta ve Çadır Köşkleri, Pembe ve Yeşil Seralar
* Emirgan Korusu ile içindeki Sarı, Beyaz ve Pembe köşkler;
* Çubuklu Korusu ve Hidiv Kasrı;
* Çamlıca Tepesi Tesisleri;
* Fenerbahçe Parkı ve Romantika Kahvesi
* Kapıkule Tesisleri
* Sultanahmet Yeşil Ev Oteli, Ayasofya Konakları, Konukevi Oteli, Sarnıç Restoran...
* Safranbolu evleri
* Büyükada Fabiato Köşkü... vb…”
Bu tesisler Osmanlı tarzı eşya ile döşenmişti, o zarafeti taşırlardı.
Çelik Bey gittiği dış gezilerde sahafları dolaşmış, İstanbul’la ilgili ne kadar kitap bulduysa satın almış, kendi kitaplığını da armağan ederek, Soğukçeşme’deki muhteşem İstanbul Kitaplığı’nı kurmuştu.