Melih Aşık Milliyet Gazetesi

Darbe hazırlığı!

Başbakan Davutoğlu Meclis’teki partilere çağrı yaptı... Dedi ki: - Gelin, hepimizin yüz karası olan bu 12 Eylül Anayasası’nı birlikte tarihe tevdi edelim, onun yerine hep birlikte hepimizin gurur duyacağı...

12 Aralık 2015 | 725 okunma

Başbakan Davutoğlu Meclis’teki partilere çağrı yaptı... Dedi ki:

- Gelin, hepimizin yüz karası olan bu 12 Eylül Anayasası’nı birlikte tarihe tevdi edelim, onun yerine hep birlikte hepimizin gurur duyacağı, çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir anayasayı çıkaralım...

Bu çağrının bir temeli var mı? Mevcut Anayasa gerçekten 12 Eylül Anayasası mı?

Eski Adalet Bakanı ve anayasa uzmanı Hikmet Sami Türk yeri geldikçe açıklıyor:

“12 Eylül’den sonra Anayasa’da değişiklik yapılan madde sayısı 87’dir. Böylece Anayasa’nın yarıya yakın bölümü yenilenmiş, değiştirilmiştir.”

Yani Anayasa’dan 12 Eylül izleri kaldırılmış, metin yenilenmiş, demokratlaştırılmıştır.

Ancak AKP liderleri yeterince demokrat bulmadıkları bu Anayasa’ya dahi uymuyorlar. Anayasa’nın öngördüğü hak, hukuk ve özgürlüklere uymuyorlar.

Ayrıca bu Meclis’in “Yeni Anayasa” yapma yetkisi var mıdır?

Anayasa Mahkemesi eski raportörü Bülent Serim, “Yetkisi yoktur” diyor ve anlatıyor:

“Çünkü Meclis’in mevcudiyetinin ve meşruiyetinin kaynağı ve dayanağı olan mevcut Anayasa’yı yasama organının yürürlükten kaldırması siyaseten ve hukuken olanaksızdır. Mevcudu kaldırmadan da yenisini yürürlüğe koymanın olanağı yoktur. Mevcut Anayasa’nın yetkisiz biçimde bir oldubittiyle yürürlükten kaldırılması ise Anayasa’ya karşı yapılmış darbeden başka bir şey değildir.”

ÖZET; Demokrat olmaya niyeti olmayan bir iktidarın anayasaya ihtiyacı yoktur...

Aziz Sancar

Ülkemize büyük bir gurur yaşatan Nobel ödüllü Prof. Aziz Sancar’ın adı, genç insanlara  örnek  olması ve ilham vermesi açısından ülkemizdeki fen liselerinden birine  verilmelidir.

Bu öneriyi okurumuz Dr. Feyzullah Çetinkaya yaparken CHP Milletvekili Gülay Yedekçi de şu öneriyi dile getiriyor:

- Sayın Prof. Sancar’ın isminin, yürüttüğü bilimsel çalışma alanı da gözeterek bir yükseköğretim kurumuna verilmesi anlamlı olacaktır. İstanbul Üniversitesi bünyesinde onun adıyla bir enstitü açılması uygun olacaktır...

Peki Prof. Aziz Sancar’ın adı neden bir üniversiteye verilmesin?

Sorunun cevabı zor değil. Çünkü ülkemizde üniversitelere bilimle ilgisiz hatta bilime sırtını dönmüş kişilerin adlarının verilmesi adeta kural olmuştur da ondan!.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
DERTLERE ÇARE 21 Kasım 2024 | 216 Okunma Acemoğlu ve Atatürk 19 Kasım 2024 | 599 Okunma ÇANKIRI OPERASI 16 Kasım 2024 | 148 Okunma BALLI VURGUN 14 Kasım 2024 | 301 Okunma ŞAHSİ HESAP 12 Kasım 2024 | 275 Okunma