Güneydoğu’da olup bitenleri daha iyi anlamak için biraz da kitap karıştırmak gerekiyor..
HDP Milletvekili Demir Çelik’in geçen yıl yazdığı “Demokratik Özerklik ve Öz Yönetim” adlı kitap, güncelde de adı çok geçen bu kavramları açıklığa kavuşturuyor.
Güneydoğu’da bugün çatışmaların sürdüğü Cizre, Sur, Silopi gibi ilçelerde biliyorsunuz öz yönetim ilan edilmişti. Tabii devlet buna tepki gösterdi. Belediye başkanları tutuklandı. Sözü geçen kitapta:
“Demokratik Özerk Kürdistan’ın statüsünün kabul edilmediği koşullarda ön savunma” başlıklı bir bölüm var.
Devlet öz yönetimi kabul etmediği takdirde kim ne yapacak?
Kitabın 139. sayfasını okuyoruz:
“Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halk faşist, gerici ve soykırımcı saldırılara karşı bilinçli ve duyarlı olma, öz savunmasını toplumsal direniş temelinde gerçekleştirme konumunda olmalıdır.
Her Kürdistanlı genç, demokratik özerkliğin inşa çalışmalarına ve savunmasına katılmalı, halkımız üzerindeki tehdit ve saldırıları bertaraf etme mücadelesinde yer almayı bir yurtseverlik ve ahlaki sorumluluğun gereği olarak yaklaşmalıdır. “
Yani öz yönetim kabul edilmezse halk ve gençler ayaklanmaya çağırılıyor.
Bugünkü manzara budur. Bölgedeki olay terör değil ayaklanmadır.
Burada vahim olan bir yasal siyasi partinin yasa dışı ayaklanmayı desteklemesi, Yargıtay Başsavcısı’nın da manzarayı uzaktan seyretmesidir.