Muhalifler, sağduyulu demokratlar, yurtsever aydınlar sessiz sedasız bir zafer kazandılar... AKP’ye yeni anayasa ve başkanlık konusunda havlu attırdılar.
Aylardır ne diyorduk; Bu Meclis yeni anayasaya yapamaz... Başkanlık sistemi Türkiye’de uygulanamaz...
AKP yaptırdığı anketlerde yeni anayasa ve başkanlığın ne Meclis ne referandumdan geçemeyeceğini gördü. B Planını uygulamaya koydu.
Nedir o? Partili Cumhurbaşkanı...
AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli “Partili Cumhurbaşkanı” için üç dört maddelik bir anayasa değişikliğini Haziran ayında Meclis’e getireceklerini söylüyor. Sonrası mı? CHP Anayasa Komisyonu üyesi Namık Havutça’nın yorumu:
- Görünen o ki AKP, nihai hedefleri olan başkanlık sistemini gerçekleştirmede 1. aşama olarak ‘Partili Cumhurbaşkanı’nı hayata geçirmek istiyor. Tayyip Bey acilen meclis grubunun iplerine eline almak istiyor. Çünkü genel başkanlık bir başkasında olduğunda milletvekillerini kontrol edemediğini Davutoğlu olayı ile net şekilde gördü. 1. aşama ‘Partili cumhurbaşkanlığı’ ile gerçekleştirilince ilk fırsatta ikinci aşama olan ‘başkanlığa’ geçmeyi planlıyorlar.”
Demokrat aydınlar ve muhalefet şimdi ikinci etap mücadeleye başlıyor. Bu da “Partili Cumhurbaşkanı” sistemine geçiş için Meclis’te gerekli 330’un bulunmasını önlemektir. Önlemek gerekir çünkü açılmak istenen yol sınırsız başkanlığa gidiyor.
KOZMİK ODA
Saygı Öztürk’ün son kitabı “Kozmik Odanın Esrarı”nı okurken aynı zamanda koca bir devletin nasıl olup da bu kadar basit şekilde tuzağa düşürüldüğünü anlamakta zorlanıyoruz.
9 Aralık 2009 sabahı polise sözde bir telefon ihbarı geliyor. Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli iki subayın, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın evinin hemen yakınında pusuda beklediği bildiriliyor.
Subaylar araçlarında iken polis tarafından kıskıvrak yakalanıyor…
Aslında bu iki subay; Erkan Albay ve İbrahim Binbaşı, amirlerinden aldıkları emirle kimi kuşkulu hareketleri görülmüş olan Albay Baki Kaya’yı izlemektedir. Ancak polisçe suçlu gibi yakalanıyorlar. Erkan Albay bir ara kabanının sağ cebindeki beresini çıkarıyor. O sırada yere üzerinde “1424 C. Feza.A” yazan bir kâğıt parçası düşüyor. Bu adres Bülent Arınç’a aittir. Tutanakta albayın kâğıdı yutmak üzereyken elinden alındığı belirtiliyor. Yandaş medya ertesi sabah bu doğrultuda cayırtıyı kopartıyor. Erkan Albay artık Baki Albay’ı izlediklerini falan kimseye anlatamıyor. O kâğıt parçası üzerinden, evinin önünden hiç geçmedikleri sabit olduğu halde, Bülent Arınç’a suikast niyetinde oldukları iddiası geliştiriliyor. Bu bahaneyle ülkenin en mahrem yerlerinden biri olan Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kozmik odasına giriliyor. Buradaki devlet sırları ilerleyen zamanda dışarı taşınıyor. Ve meçhul kişilerin ellerine geçiyor. Kitap bir devlet dramının da romanıdır.