Doğan Heper Milliyet’in 50 yıllık mensubu... Bu süre içinde
başka hiçbir gazetede çalışmadığını gururla anlatır. Gazetede
muhabirlik ve sayfa sekreterliğinden genel yayın müdürlüğüne dek
hemen her işi yapmış. Abdi İpekçi’den sonra en uzun süre genel
yayın müdürlüğü yapan gazetecidir...
Doğan Ağabeyimiz Milliyet’te yaşadıklarının bir kısmını
“Milliyet’te 50 yıl” adlı kitapta topladı. Bizim de gazetede 30
yılımız doluyor. Ama yanı başımızda cereyan eden pek çok olayın
perde arkasını bu kitaptan öğreniyoruz. Hangi genel yayın müdürünün
işine neden son verilmiş, iç isyanlar nasıl bastırılmış, Korkmaz
Yiğit’in elinden gazete nasıl geri alınmış vs... Heper, Aydın
Doğan’a en yakın isimlerdendi. O yüzden anıları değerli. Ve
Milliyet’in tarihine geçecek katkılar yapıyor...
Gelin biz şimdi kitaptan hoş bir bölümü pazar fıkrası niyetine
okuyalım...
Bedri Koraman bir gün yazı işlerine elinde bir dolmakalemle
geliyor. Kalemi önüne gelenin ceketine veya gömleğine doğru
silkeliyor. Yapma yahu falan derken giyside kocaman bir mürekkep
lekesi oluşuyor. Doğal olarak bir tartışma çıkıyor ve o arada
bakılıyor ki mürekkep lekesi yok olmuş. Meğer uçucu bir mürekkep
varmış kalemin içinde.
Yazı işlerinde bu oyun oynanırken bir muhabir yaklaşıyor Bedri
Koraman’a:
- Abi, diyor, kalemi bu akşam ödünç verir misin, nişanlımın evine
gideceğim aileye oyun yapayım...