Cumhuriyet gazetesi yazarlarıyla Ahmet Şık’ın, ardından internet
yöneticisi Oğuz Güven’in tutuklanması... Son olarak Sözcü’ye
yönelik operasyon.
Kimi iktidar yazarlarına göre bütün bunlar FETÖ’yle mücadeleyi
sulandırmak isteyen devlet içinde hâlâ açığa çıkmamış “Kripto
FETÖ’cülerin” tezgâhı... Amaçları, iktidar karşıtı cepheyi
olabildiğince genişleterek bundan kendilerine hem masumiyet hem
avantaj sağlamak. Nihai olarak da iktidarın sonunu
hızlandırmak.
İktidarı bu oyunu görememekle eleştiriyorlar. O arada kendilerinin
ne kadar demokrat olduklarını da “bilvesile” göstermiş
oluyorlar.
Olay gerçekten denildiği gibi mi? Bize göre değil...
Evet, iktidar FETÖ’den rahatsız, onu olabildiğince yok etmeye
çalışıyor. Ama FETÖ’cü olmayan muhalefetten de bir o kadar
rahatsız. Hatta ikincisinden daha da rahatsız...
Cumhuriyet’e, Sözcü’ye de yapılan operasyonların ve genelde iktidar
yanlısı olmayan basına yapılan baskının sebebi bu... “FETÖ ile
mücadele” işin kamuflajı...
Geçmişte de aynı şeyi yapmışlar... Darbecileri tasfiye ediyoruz
bahanesiyle asıl hedefleri olan Kemalist kadroları tasfiye
etmişler... “Kumpas” ve “sulandırma” lafları iş işten geçtikten
sonra gündeme gelmişti.
Özetlersek... Ortada ne FETÖ’nün iktidara yönelik bir kumpası ne
iktidarın o kumpasa gelmesi var. Asıl amaç, FETÖ’yle mücadele adı
altında gerçek muhalefeti tasfiye etme harekâtı...