Akşamları hangi kanalı açsanız Fethullah Gülen muhabbeti
var.
Meğer ne çok FETO uzmanı varmış... Ve ne çok FETO mağduru..
Hepsi yıllarca susmuş... Şimdi içlerini döküyorlar.
Sene 2006... Nurettin Veren diye bir adam çıkmıştı ortaya..
Gülen’in sağ kolu olan bu adam, onunla köprüleri atmış, bütün
sırlarını açıklayacağını söylüyordu. Ne gazeteler ne kanallar ilgi
gösterdi. Sonunda Kanaltürk’te Merdan Yanardağ onunla uzun
röportajlar yaptı. Gerçekten dehşet verici bilgiler saçılıyordu
etrafa. Kimse de çıkıp yalanlamıyordu.
Savcılara çağrı yapıldı... Bu itirafları suç ihbarı saymaları,
Veren’in ifadesine başvurmaları istendi Hiç bir savcı yerinden
kımıldamadı.
Çünkü Gülen siyasi iktidarın koruması altındaydı.
Planladığı bütün melanetler biliniyor ama bilmezden geliniyordu
Çünkü büyük bir görev üstlenmişti... Görevi devlet kadrolarındaki
solcu, sosyal demokrat, ulusalcı kadroları tasfiye etmek... Yerine
alnı secdeye varan, iktidarlara yardımcı adamlar yetiştirmek ve
yerleştirmekti. Bir büyük görev de okullar açarak CIA adına dış
ülkelere sızmaktı.
Turgut Özal’dan itibaren iktidarlar onu hep destekledi.
Ancak o tabansız bir taşerondu. Gün geldi iktidara ortak olmak
istedi, o zaman ipler koptu. Kavga, kıyamet, darbe... Bugünlere
gelindi.
Oyun açık oynandı. Ama kime sorsanız “Kandırıldık” diyor.
Kandırıldık diyenler bizi kandırıyor olmasın.
Büyük bir suç!
Laik, demokrat ve Atatürkçü. Özetle bu şekilde
tanımlayabileceğimiz kadın öğretmenimiz Ege bölgemizdeki liselerden
birinde öğretmenlik yapmaktadır. Günlerden bir gün okulun müdürü
kendisini çağırır;
- Hocam der, bildiğiniz üzere size zorunlu olarak vermeniz gereken
ders sayısı kadar ders veremiyoruz. Haftalık 6 saat açığınız var.
Milli Eğitim Müdürlüğü’müz ilimizdeki özel okullarla bir anlaşma
yapmış. Ders açığı olan öğretmenlerimiz istedikleri takdirde açık
ders sayısı kadar bu okullarda ek ders verebilecekler. Ne
dersiniz?
Kadın öğretmenimiz teklifi kabul eder, görevlendirildiği resmi
yazıyla bildirilir, özel okulda dersler vermeye başlar.
Önceki gün ne mi olur? Evi polis tarafından basılır, didik didik
aranır, ardından Emniyet Müdürlüğü’ne götürülüp sorgulanır. Gecenin
geç saatlerinde denetimli serbestlik koşuluyla serbest
bırakılır.
Evi neden mi basılmış?
Efendim, öğretmenimizin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün resmi
yazısıyla görevlendirildiği okul Cemaat’in okuludur. Bu okuldaki
görevli öğretmenlerin ücretleri Cemaat’in bankası Bank Asya’ya
yatırmaktadır. Öğretmenimizin suçu da Bank Asya’da hesabının
bulunmasıdır.
Cemaatçilerin takibini anlıyoruz da...
Bank Asya’da hesabı var diye öğretmenin evine polis baskını
düzenlemek, onu çevresinde itibarsızlaştırmak, ailesine korku
salmak... Gerekli mi?