Devlet kurumlarında sayıları yüzlerle, binlerle ifade edilen
gözaltılar, açığa almalar devam ederken... İçişlerinden 8 bin,
yargıdan 3 bine yakın savcı ve hâkimin işine son verilirken... Dün
yeni haberler geliyor:
- Milli Eğitim Bakanlığı 15 bin 200 personelini açığa aldı..
- Aile Bakanlığı’nda 393 personel görevden uzaklaştırıldı...
- Diyanet İşleri Başkanlığı 492 personeli görevden
uzaklaştırdı...
Bu konuda açıklama yapılmadığı için halk merak içinde.
Soruluyor:
- Bu listeler ne zaman hazırlandı.. Bu kadar kapsamlı listelerin 15
Temmuz’u izleyen iki gün içinde hazırlanması olası mı?
- Yoksa listeler hazır bekletiliyordu da darbe girişimi listelerin
yürürlüğe konulması için fırsatı mı sağladı?
- Tasfiye edilen memurların tümü Cemaatle mi ilişkili, yoksa
fırsattan istifade iktidarın hoşlanmadığı her kesimden insan da
tasfiye mi ediliyor?
Bu sorulara Batı dünyasından gelen kuşkulu sorular ve yorumlar
ekleniyor... Türkiye’deki başarısız darbenin ülkenin laik yapısını
değiştirmeye gerekçe yapıldığı söyleniyor. Alman Frankfurter
Rundschau gazetesi şöyle diyor:
“Erdoğan’ın sahnelediği şeyin kendisi de bir darbedir...”
Bu satırlar yazılırken YÖK açıklaması geliyor...
YÖK bütün devlet ve vakıf üniversitelerinin dekanlarının (1577
kişi) istifasını istemiştir. Peki bu ne?
Ülke üzerinde rüzgâr diyemeyiz bir fırtına esiyor...