Genç bir kadın, bir hemşire, kısa sohbetimiz sırasında aniden şu soruyu sordu:- Siz 25 yaşındayken hangi pişmanlıkları duydunuz, keşke şöyle yapsaydım, şöyle karar alsaydım dediğiniz neler oldu? O zaman ne yaptınız? Ben hiç düşünmeden cevap verdim:-Ben 25 yaşımdayken o zamana kadar yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. Kayıplarım olmadı değil. Çok kayıplarım oldu. Lisede iki yıl kaybettim. Ama bu yılları kayıp saymadım. Lisede derslerden kaçıp haylazlık ettiğim zamanlarda kitap okur, şehrin arka mahallelerini dolaşır, okulun monoton havası yerine sokakların cıvıltılı, renkli yaşamlarını gözlerdim. Üniversitede 4 yıl kaybettim ama zaman boşa geçmedi, televizyonda çalışıp bir meslek sahibi oldum. Hayal kırıklığı anlarımda:- Demek ki öyle olacakmış, der, geçerdim…Genç Hanım merakla dinlerken şunu ekledim:- Ben gençlik yıllarında hep geleceği düşündüm. Sevdiğim bir mesleğimin olmasını diledim. Geçmişe bakıp “keşke”lerle vakit geçirecek yerde kendime gelecekte bir yer aradım. Her genç hayata böyle bakmalı. Dil öğrenmeli. Birlikte yaşayacağı insanı doğru seçmeli, çocuğu olursa ona vakit ayırmalı, iyi bir eğitim sağlamalı. Kendi mutluluğu kadar başka insanların mutluluğu için de...