Lig maçları sona erdi. Galatasaray son maçta ezeli rakibini de yenip şampiyon oldu. Fenerbahçe ve diğer kulüplerin umudu önümüzdeki sezona kaldı. Bu satırları yazarken bir zamanlar İnönü Stadı’na sabahın 9’unda girip, açık tribünde, sıcağın alnında akşam saatlerine kadar Galatasaray-Fenerbahçe maçlarını beklediğimiz günler aklıma geliyor. Bitip tükenmeyen saatlerin içine bitip tükenmeyen futbol gevezeliği sığdırırdık. Konu biter, şimdiki spor programlarında olduğu gibi, döner dolaşır aynı şeyleri konuşurduk.Ben Galatasaraylıyım. Fenerbahçe hastası bir babanın oğluyum üstelik. Rahmetli babam hafta sonlarında kardeşim Metin’le beni elimizden tutup Fenerbahçe’nin maçlarına götürürdü. Ben 10, Metin 5 yaşlarında olmalı. Çoğu zaman açık tribün bileti bulamaz, İnönü Stadının “Duhuliye” adı verilen bodrumunda maçı ayakta izlerdik. Küçücük Metin’in boyu maçı izlemeye yetmez, ayağının altına bir gazoz kasası bulur yerleştirir, boyunu yükseltirdik.O yıllarda Turgay Şeren Berlin’de Alman Milli Takımı’na karşı müthiş bir maç çıkarmış, Berlin panteri unvanını almıştı. Ben de mahalle maçlarında kaleci oynuyordum. Beni Turgay’a benzetirler, şakadan Berlin Panteri falan diye överlerdi. Hoşuma...