Bu haftayı da bir “helalleşme” gevezeliğiyle doldurduk.Bu kadar gürültüye gerek var mıydı?Kemal Kılıçdaroğlu tarihteki bütün suçlardan partisi sorumluymuş gibi bir hava yaratmasıydı... Bütün partileri kapsayan bir helalleşme çağrısı yapsaydı bu kadar gürültü olur muydu? Olmazdı. Tartışmalar, Kemal Bey’in Cumhuriyet döneminin uygulamaları hakkında sadece partisi adına özür dileyeceği izlenimi vermesinden doğdu.Ülkenin helalleşmeye (şuna Türkçe özeleştiri diyelim) ihtiyacı var mı? Hem de çok var. Ancak kimse suçu yüklenmediği ve hep başkalarını suçladığı için bir özeleştiri ortamı da doğmuyor. Kemal Bey’in çıkışı uygar bir ortamın doğmasına yardımcı oldu mu? Hiç sanmıyoruz. Son konuşmalarında hoşgörülü ve uzlaştırıcı bir hava sergiledi ama bu noktaya gelene kadar da özellikle Cumhuriyetçi kesimde öfke ve kırgınlık yarattı.Şimdi önümüze bakacağız artık. Ne var önümüzde? İktidara gelme iddiasındaki muhalefetin bir iktidar programı hazırlaması var. Bunun için haftalarca sürecek ve ayrıntılara kadar inecek çalışmalar gerek.Günümüzde en büyük kuşku, muhalefetin iktidara gelince neyi nasıl çözeceği noktasında düğümleniyor. Şu sırada zengin vaatler yapılıyor. Ancak bu vaatlerin hangi...