Haberi gazeteden okuyoruz: “Mardin’in Nusaybin ilçesi Fırat
Mahallesi’nde hendekleri kapatmaya ve barikatları kaldırmaya
çalışan polis ekiplerine PKK’lı teröristler tarafından otomatik
silahlarla ateş açıldı. İlk ateşte biri ağır 2 polis memuru
yaralandı. Nusaybin Devlet Hastanesi’ne kaldırılan polis
memurlarından Özel Harekât Şube Müdürlüğü’nde görevli Mesut
Demirkan (38), yapılan müdahaleye rağmen şehit oldu.
Şehidin eşi Zehra Demirkan (38), kızları Zeynep (12), Rabia (8) ve
oğlu Kaan’ın (3) Ankara’da oturdukları belirtildi. 16 yıllık polis
olan Şehit Mesut Demirkan’ın Ankara’da görevliyken, 17 gün önce
geçici görevle Nusaybin’e gittiği bildirildi...”
Bu polis memurlarının öykülerini şehit olduklarında arkalarından
ağlayan çocuklarının feryatlarından biliyoruz:
- Babam bizi okutabilmek için kendini feda etti...
Bu polisler Güneydoğu’ya adam öldürmek için gitmiyorlar. O cehennem
noktasına çocuklarını okutabilmek için mecbur olduklarından
yollanıyorlar. Ve kalleş bir kurşun her şeyi bitiriyor. Bu
kalleşliğin adı HDP’lilerin ağzında “halk savaşı”dır... Kaza
kurşunuyla bir sivil ölse katil devlet diye ortalığı ayağa
kaldıranlar teröristlerin şehit ettiği güvenlik görevlilerini ve
onların çocuklarını ise can saymıyor, savaşta zafer kazanmış gibi
seviniyorlar. Sonra da insanım diye ortalıkta dolaşıyorlar...