OHAL’in yayımladığı ilk kararname ile 35 sağlık kuruluşu, 1043
özel öğretim kurumu, 1229 vakıf ve dernek, 19 sendika,15 yüksek
öğretim kurumu FETÖ ile ilişkili görülerek kapatıldı. Çıkardıkları
yasa Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’yi bile korkutmuş. Diyor
ki:
“OHAL hükümete çok büyük yetkiler veren bir kanun. Açıp okudukça
tüyleriniz diken diken oluyor. Vatandaş da haklı olarak onu
okudukça acaba hükümet aldığı bu yetkileri kullanır mı, diye soru
işareti geliyor. Biz onların hiçbir tanesini kullanmayacağız.”
Bu durumda sormak gerekiyor:
-Kullanmayacaksanız bu yetkileri neden aldınız?
OHAL’e göre... Terör örgütleri ile ilgili olduğu saptanan kamu
görevlileri, çalıştıkları kurumlarda oluşturulacak komisyonlar
tarafından meslekten çıkarılacak.
Disiplin soruşturması yok... Yürütmeyi durdurma kararı
alınamayacak.
Tasfiye kurullarında çalışanların hukuki, cezai sorumluluğu
olmayacak.
Darbe girişiminde bulunan FETÖ’nün devletten temizlenmesine
kimsenin diyeceği yoktur. Ancak bu iş en azından evrensel hukuk
ilkeleri içinde yapılmazsa büyük haksızlıklara yol açar. Geçmişte
çok görüldü. Böyle durumlarda cadı avı başlar. Asılsız ihbarlar,
iftiralar birbirini izler. Kurunun yanında yaş da yanar. Haksızlık
artarsa haklı hedef ve amaçlara varmakta zorlanırsınız
Hukuksuzluğun açacağı yaralardan sakınmak iktidarın ilk görevi
olmalı...
N’OLDİ
Karadenizlinin mezar taşında yazılıymış:
Hastayum dedum inanmadinuz
Hastayum dedum inanmadinuz
Hastayum dedum inanmadinuz
Ne oldi?
Din istismarı yapmayın dedik, inanmadinuz
FETO tehlikedir dedik, inanmadinuz
Laikliği elden bırakmayın dedik, inanmadinuz
Ne oldi?