İtiraf ve özeleştiriler peş peşe geliyor...Örneğin Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş, önceki gün Türkiye’nin bugün başına
gelen birçok şeyin “Suriye politikasının bir sonucu”olduğunu
söyledi.
Bizler bunu beş yıl önce söylüyorduk. İktidar demek yeni anladı. Ne
zaman? İş işten geçtikten, Suriye harap olduktan, savaş bizim
kucağımıza 3 milyon mülteci bıraktıktan sonra.
İtiraflar sürüyor. AKP’li eski bakan Cemil Çiçek:
- FETÖ’nün vebali yüzde 90 bizim üzerimizde, diyor.
Cumhurbaşkanı dahil pek çok AKP’li politikacı bu sorumluluğu
üstleniyor ve “Allah affetsin” diyerek kenara çekiliyor!
Diğer büyük bela, PKK’nın “çözüm süreci”nden sonra patlama
yaptığını herkes biliyor, görüyor. Çünkü iktidar masaya Kürt
halkıyla değil PKK ile oturdu. PKK’nın şehirlere patlayıcı
yığmasına göz yumdu.
Sonuç. Türkiye bugün mevcut iktidarın hataları sonucu yanıp
tutuşmaktadır. Demokrasilerde bu kadar hata yapan iktidarlar
koltukta kalamaz, düşürülür ve hesap istenir. Türkiye ise soruların
çözümünü yine onları yaratan iktidardan bekliyor. Çünkü muhalefet
yok. Muhalefet partileri Türkiye’yi yönetmek için örgütlenip
kadrolaşmıyor. Lideri koltukta tutmak ve bir miktar milletvekiline
emeklilik hakkı sağlamak için varlar...
Halk ne için var? Kendi çıkarına sahip çıkmak için değil mi?
Neden “ülkede demokrasi var” diye aldatıldığını bas bas
bağırmıyor...