Şair Nâzım Hikmet Kadıköylüdür. Moda tarafında oturur. Nâzım, 1931 yılında Yeni Gün gazetesinde şunları yazıyor... “Efendim bizim Kadıköy’ün taksi otomobilleri vardır. Bilhassa iskele civarında dizi dizi dizilirler. Fakat bu dizi dizi dizilmiş taksi otomobillerinden yakınca mesafeler için istifade etmek, bilfiil, mümkün olmuyor efendim. Zira şoför efendiler arabaya binmeden evvel sizden gideceğniz yeri soruyorlar. Eğer yakınca bir yere gidecekseniz sizi o canım süslü arabalarına kabul etmiyorlar. Elli kuruş için nöbetimizi kaybetmeyiz diyorlar. Ne yapalım şoför vatandaşların hakkı var. Ve ister istemez iskelenin diğer tarafında uzun uzun dizilen tek atlı çekçek arabalarına veya çift beygirli faytonlara müdacaat icap ediyor. ...Fakat efendim motorlu arabaların yani otomobillerin taksimetreleri olduğu halde beygirli arabaların yani çekçek ve faytonların taksimetreleri yoktur. Bu nakil vasıtalarında iş pazarlık kuvvetine dayanır. Şimdi efendim belediye bir himmet etse de beygirli arabalara arabacılara gayet ucuza mal etmek şartıyla birer taksimetre taksa. Ne iyi olur değil mi efendim. Bendeniz pazarlıktan bıkmış bir vatandaşım da...” Koca şair, bunları 85 yıl önce yazıyor. Ama değişen bir şey yok. İskeledeki taksiler Moda deyince (5 TL tutar) adeta yıkılıyor. Üstelik artık fayton da yok. Ya suratını asan şoföre katlanacak ya da tabana kuvvet yürüyeceksiniz. Zaman bazen geçmiyor!