Dünyaca ünlü Lübnanlı yazar Amin Maalouf, “Yolların Başlangıcı” adlı kitabında gerçek bir öykü anlatır (s. 336).Atatürk’e uzaktan bakanların O’nu tanımalarına yardımcı olacak bir öykü.Maalouf kitabında öyküsüne:“Dedem o yıl Atatürk için yanıp tutuşuyordu” diye başlıyor ve devam ediyor:“Atatürk 1921 yılında Türkiye’yi işgal etmiş Avrupa ordularına karşı zafer üstüne zafer kazanmıştı. Ekim ayında da, Fransızların, kendi hükümetini tanımalarını ve ordularını ülkeden geri çekmelerini sağlamıştı. Dedem, işte toprakları ve kafaları özgür kılan bu kişiye duyduğu hayranlık yüzünden, çocuğuna onun adını vermek, ona Arapların söylediği biçimde ‘Kamal’ demek istiyordu. Bebekleri 9 Aralık 1921’de doğdu. Tanrı başka türlü karar vermişti, çocuğa Atatürk’ün adını koyamazdı, çünkü bir kızı olmuştu. Dedem kaşlarını çattı, hiçbir şey söylemedi. Odanın bir köşesinde karısının yatmakta olduğu yataktan iki adım uzakta duran yazı masasına gidip oturdu. Karısı da eliyle herkesin odadan çıkmasını işaret etti, büyükler küçükleri alıp dışarı çıktılar. Odada yalnızca, anne, baba ve yeni doğan çocuk kaldı. Üçünün de sesi çıkmıyordu. Butroz (dede) uzun uzun düşündükten sonra Nazire’ye bakıp şunları...