Canlı bomba İstanbul’a giriş yaptı. Kente ölümün yanık kokusuyla birlikte korkusu da yayıldı. Sokaklar ıssızlaştı... Saldırının sokakların, alışveriş merkezlerinin henüz kalabalıklaşmadığı bir zamanda gerçekleşmesi aslında hedefinin başka bir yer olabileceğini de düşündürüyor. Canlı bombanın erken patlaması belki daha fazla can kaybını önledi ama sivillere yönelmesi ve şehrin en merkezi noktasında meydana gelmesi (bu son saldırıyı kim yapmış olursa olsun) terörün tam da klasik hedefine yöneldiğini görüyoruz. Klasik amaç; halk arasında paniğe yol açmak, halkın devlete karşı güvensizliğini artırmak ve belki de halkın güvenlik endişesiyle evlere kapanmasını, ülkede sosyal hayatın, ekonominin zarar görmesine yol açmaktır. Bu patlama ve artan ihbarlar sonucu halkın eve kapanmasının yanında şehirlerde kepenklerin kapanması, resmi kurumların aynı yabancı elçilikler gibi kapanması da söz konusu olabilecektir. Tabii ki yurtdışından iş ve turistik amaçla gelecek yabancıların sayısında ve iş hayatında keskin azalmalar görebileceğiz. Bu ortamda sokağa çıkmamak çözüm mü? Ne zamana kadar çıkmayacağız? Tam tersine, sokakları doldurup terörü lanetlemek gerekiyor. İkincisi... Türkiye’yi yanlış politikalarıyla bu duruma getirenler yaptıkları hatalardan ders alıyor mu? Küçük hesaplar sonucu ölümcül hataların büyüdüğünü ve ülkenin bataklığa saplandığını şimdi olsun görebiliyorlar mı?