"Bize tankın namlusunu gösterip geri adım attıracaklarını zannediyorlarsa biz ölüm korkusunu çoktan aştık... Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz... Gençler hendek kazıyor, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin yapsınlar... Hiçbir şey yapamıyorsanız direnen gençlerimiz için dua edin... Sokağa çıkma yasakları kalkacak, infazlar duracak, özerkliğin müzakere edildiği, üçüncü gözlemci gözün masada olduğu sağlıklı bir müzakere ortamına dönülecek. Bizim istediğimiz bu.”
HDP Eş Genel BaşkanıSelahattin Demirtaş, dün Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında yaptı bu konuşmayı. Terörü ve yasa dışılığı böylesine pervasızca savunan bir konuşmayı, herhangi bir Batı Avrupa ülkesinde herhangi bir siyasi partinin herhangi bir genel başkanı yapabilir mi? Yaptığı an o ülkenin yargısı o genel başkan ve partisi hakkında harekete geçmez, ettiği lafın hesabını sormaz mı?
Eğer PKK siyasete dahil edilirse, sorunlar konuşarak çözülecek, terör kendiliğinden ortadan kalkacaktı. HDP Meclis’e 80 milletvekili soktu. PKK söz hakkı elde etti. Ancak bizim terör, karşı tarafın direniş adını verdiği savaş dinmedi aksine daha da kızıştı...
Demirtaş’ın sözlerinden anlıyoruz ki devlet, PKK’nın hendek kazma ve hendeklerde silahla mevzilenme hakkıyla birlikte özerkliğin müzakeresini de kabul edecektir. İşler iyice zorlaşıyor...
Başkanlık mesajı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen salı günü Hürriyet’te, Başbakan Davutoğlu ile yapacakları görüşme konusunda şöyle diyordu:
“Bize ‘başkanlık’ önerisiyle gelmesin. Hele Sayın Cumhurbaşkanı bu konulara hiç girmesin... Kendisine yeni bir makam arayışına girmesin...”