Köy Enstitülerinin 82. kuruluş yıl dönümünde ülkenin aydınlanması için kurulmuş olan bu eğitim sistemi bir kez daha hatırlanıyor, bir kez daha anılıyor.Bu arada bazılarımız Köy Enstitülerinin yeniden kurulmasını bile hayal edebiliyor. Oysa artık köy mü kaldı?Ne var ki Köy Enstitülerinin kimi ilkeleri okullarımızda bugün de pekâlâ uygulanabilir.Eğitimi ezbercilikten kurtarmak, çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığını vermek, her öğrenciye bir müzik aleti kullanmayı öğretmek, her öğrenciye spor imkânı sağlamak, halk oyunları öğretmek gibi...Köy Enstitüleri kültürlü ve üretken öğretmenler ve onların eliyle aynı niteliklere sahip öğrenciler yetiştirmeyi amaçlıyordu.Enstitülerin babası İsmail Hakkı Tonguç’un koyduğu kurallardan biri şuydu:“Enstitü öğrencileri doğru ve adalete uygun emirlere uymayı ana ilkelerden biri sayarlar. Haklı ve yerinde tenkitlere dayanırlar. Haksızlığa, kötülüğe boyun eğmez, bunları gidermek için gerekirse savaşırlar. İş hayatı içinde milli kültürün değerleriyle temas ede ede yetişen bu çocuklar yersiz ve olur olmaz şeylere öfkelenmeyi, öfkeli iken hüküm vermeyi kusur bilirler. İçlerini intikam, kin, kıskançlık, kibir, dedikoduculuk gibi hislerden temizlemeye...