İklim krizinin ağır sonuçlarını bu yıl daha yakından görmeye başladık.Almanya’yı seller götürdü. Akdeniz’de yangınlar patlak verdi. Sinop, Bartın, Kastamonu illerini sel aldı.Öte yanda göller kuruyor. Van, Beyşehir, Akşehir, Muğla göllerinde suların korkutucu ölçüde çekildiği haber veriliyor.Belli ki önümüzdeki yıllarda çok daha ağır felaketler kapımızı çalacak. Sellere, fırtınalara, doğa olaylarına ek olarak ağır bir susuzluk, kuraklık, gıda krizi, pahalılık fırtınası yaşayacağız. Peki, bu yaklaşan fırtınaya karşı alınan yeterli önlem var mı?Doğrusu biz görmüyoruz.Dünya çapında iklim krizinin getireceği sorunlara karşı önlemler alınıyor.Örneğin havayı suya dönüştüren cihazlar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bilim adamları topraksız alanda ya da tuzlu suda yetişen ürünler üzerinde çalışıyorlar. Yangın söndürmede yeni ve daha etkili teknolojiler üzerinde duruluyor. Türkiye’de uzmanlar bazı önerilerde bulundu. Nehirlerin denize akan sularının biriktirileceği depolardan söz edildi. Yağmur sularının toplanması için projeler önerildi. Tarımda yeni bir planlamayla daha az su isteyen bitkilerin üretimi öneriliyor. Ne var ki Türkiye’de bunlar değil sadece siyaset koltuğuyla ilgili...