Atatürk, 27 Ocak 1923 tarihinde İzmir Hükümet Konağı’nda halk
temsilcilerine hitaben konuşuyor. Kendisinin ısrarla övülmesine ve
yüceltilmesine karşı şunları söylüyor:
“... Bu başarılar yalnız benim eserim değildir ve olamaz. Bütün bu
başarılar ulusun gücünün, inancının ve işbirliğinin sonucudur.
Yiğit ulusumuzun ve seçkin ordumuzun kazandığı başarılar ve
zaferlerdir...
...Baylar,
Bir ulus için, bir yurt için gerçek kurtuluş, esenli yaşayış ve tam
başarı istiyorsak bunu hiçbir gün bir tek kişiden umup
beklememeliyiz. Herhangi bir kişinin başarısı demek ulusun bir
parçasının başarısı demektir. Bir ulusun başarısı ise o ulusun
bütün güçlerinin bir arada birikip birleşmesiyle gerçekleşebilir.
Eğer ileride böyle kazançlara ve başarılara ulaşmak istiyorsak hep
öyle davranalım, hep öyle yürüyelim.”
***
Atatürk Ankara ileri gelenleriyle konuşuyor (28.12.1919)
Baylar,
“Bir ulus varlığını ve haklarını korumak yolunda bütün gücü ile
bütün görünür görünmez güçleriyle ayaklanmış ve karara varmış
olmazsa; bir ulus yalnız kendi gücüne dayarak varlığını ve
bağımsızlığını sağlayamazsa şunun bunun oyuncağı olmaktan
kurtulamaz...
... Bireyler düşünür olmadıkça, toplulukları istenen yönlere şunun
bunun aklına göre iyi veya kötü yönlere sürüklemek kolay olur. Bu
sürüklenişten kurtulmak için her bireyin yurt ve ulus kaderi ile
ilgilenmesi gerektir.”
Boğulmak kader mi?