Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçenlerde “İmam Hatip Gençlik Buluşması”nda konuşurken sözü medreselere de getirmiş, “Cumhuriyetle medreselerin kapatılması büyük boşluğa neden olmuştur” demişti.
Acaba öyle mi? Prof. Vahdettin Engin’in “II. Abdülhamid ve Dış
Politika” adlı kitabında ilginç bir bölüme rastladık. Bir dönemde
Japon İmparatoru, İslamiyet’in muhtevasını, iman esaslarını,
gayesini, felsefesini, ibadet kaidelerini izah edecek kudrette bir
din heyetinin ülkesine gönderilmesini talep etmiş. Abdülhamid bu
talep üzerine bakın ne diyor:
“Düşündüm ki, Japon İmparatorunun istediği Müslüman din âlimleri
kendi ülkemizde olsa ve onları ben bulabilseydim, Japonlardan evvel
kendi milletimin ve Halife, yani Peygamberimizin vekili olarak
İslam âleminin istifadesini temin ederdim. Şöhret yapmış ilmiye
mensuplarını tanıyordum. İçlerinde şahsen hürmete şayan çok
şahsiyet vardı. Ekseriyetle de şahsen faziletli idiler. Fakat ilmi
kudretleri olduğu kadar, cihanı telakki tarzları, bu kadar büyük ve
İslamiyet’in mukadderatı üzerinde tesir yapacak mevzuu ele almaya,
neticelendirmeye müsait değildi. Velhasıl Japon İmparatorunun
istediği Müslüman din âlimlerine ve onları yetiştirecek kaynaklara
sahip değildik. Medreselerimiz birer ilim irfan kaynağı olmaktan
mahrumdu.”
İşte bugün özlenen medreselerin o günkü durumu...
Atletizmde zafer!
Türk atletleri Avrupa şampiyonasında madalyaları topluyor! Dün
itibarıyla madalya sayısında birinci sıradaydık.
Yasemin Can, Jak Ali Harvey, Yasmanı Copello, Ramil Guliev, Polat
Kemboi, Ali Kaya madalya alan milli atletlerimizden bazıları...
Başarı güzel şey ama küçük bir sıkıntı var.
Bu atletler ne Türk ne Avrupalı...
Türk Milli Takımı’nda yedi Kenyalı, iki Jamaikalı, üç Habeş, bir
Kübalı, bir Güney Afrikalı, bir Azeri, bir Ukraynalı toplam 16
devşirme atlet yarışıyor. Bu atletler kıta dışından ama kürsüye
“Avrupa şampiyonu Türk atlet” olarak çıkıyorlar. Genelde
üzerlerinde bir emeğimiz yok. Çoğu yarışmalara ülkesinde
hazırlanıyor. Yarışmadan yarışmaya Türk Milli Takım forması
giyiyorlar.
Bir atlet ülkesinin izniyle bir başka ülkede 12 ay yaşarsa o ülke
adına yarışabiliyor. Yasemin Can gibi bazı atletlerde bu kural da
yerine getirilmiş değil.
Geçmişte Elvan gibi bir iki devşirme atletle durumu idare
ediyorduk. Devşirme sayısı 16’ya çıkınca işin suyu çıktı.
Avrupalılar da alay etmeye başladı.
Bir süre doping şampiyonuyduk. Şimdi de devşirme şampiyonu
olduk
78 milyonluk ülkenin gençlerinden sporcu çıkaramıyorsunuz. Çünkü
bilginiz, yönetme yeteneğiz, spor anlayışınız yeterli değil. Sonra
gidip parayla sporcu satın alarak madalya topluyorsunuz.
Ayıp olmuyor mu? Türk röportajcı madalya alan Türk atletle
İngilizce konuşuyor. Mahcup olmuyor musunuz?