Bir akademisyen ne zaman görevden uzaklaştırılır...
Akademisyene, insana, hukuka saygı bu ülkede ne düzeye gelmiştir?
Size taze bir örnek...
Öner Gümüş, 2011’den bu yana Dumlupınar Üniversitesi Maliye
Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktaydı. Geçen ay
“muhtemel” FETÖ/PDY bağı nedeniyle açığa alındı.
Rektör Vekili Dr. Kaan Eraslan imzasıyla kendisine gönderilen resmi
yazı şöyle başlıyor:
“Sayın Arş. Gör. Öner GÜMÜŞ
15.07.2016 tarihinde ülkemizde yönetime el koyma sonucu oluşan
tehlikenin bertaraf edilmesi ile ilgili yurt çapında yapılan
değerlendirmeler çerçevesinde tehdit oluşturan Fethullahçı Terör
örgütü (FETÖ/Paralel Devlet yapılanması (PDY) örgütleri ile
bağınızın muhtemel olması nedeni ile Kurumumuz ve Devletimizin
güvenliğini korumak amacı ile görev başında kalmanızda sakınca
görülmesi nedeniyle... 14/09/2017 tarihi itibariyle görevinizden
uzaklaştırılmış bulunmaktasınız...”
Suça dikkat: “FETÖ ile bağınızın muhtemel olması...”
Öner Gümüş Alevi olduğunu, ailesinin CHP’li olarak bilindiğini bize
yazdığı mektupta belirtiyor. Esas suçu bu mu? Kim bilir...
Yoksa esas suçlu üniversiteyi bu hale getirenler mi?
Bisiklet
zamanı
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Kral Alexander’i ziyaret için
Saray’a bisikletle gitmiş...
Fotoğraf bütün dünyaya yayıldı...
Hollanda Başbakanı tasarruf şovu mu yapıyor?
Yoksa çevreci bir yaklaşım mı sergiliyor?
Veya savurgan uluslara örnek olmak mı istiyor?
Varın siz karar verin...
Deniz
Baykal
Önce şifalar dileyerek başlayalım söze...
Deniz Bey solunum yolu sıkıntısıyla hastaneye başvuruyor. Şah
damarında tıkanma görülüyor. Stent takılıyor. Beyinde ödem
tehlikesi baş gösteriyor. O sırada ziyaretler başlıyor. Kemal
Kılıçdaroğlu, ardından Tayyip Erdoğan... Yoğun bakımdaki Deniz Bey
ziyaret sırasında konuşturuluyor da... Ardından durumu ağırlaşıyor.
Hekimler yoğun bakım ünitesine ziyaretçi almıyor ama Cumhurbaşkanı
gelince ona “hayır” diyemiyorlar. Deniz Bey sonrasında daha da
ağırlaşıyor... Bu sonuca Erdoğan sebep oldu demiyoruz. Ama genel
tavrımız böyle.. Alaturkalık ve şarklılık bilim dahil herşeyi
önemsizleştiriyor. Tabii insan hayatını da...
MİSYON
Laik, duyarlı kadınlar, “müftü nikahı” konusunda avaz avaz
haykırarak meydan protestoları yapıyor... Konuyla ilgilenmeyen mi?
Var... Onların başında Kemal Kılıçdaroğlu geliyor.
Salı günkü son gurup toplantısını izledik. Bu konuya bir tek
sözcükle olsun değinmedi.
Öte yanda “bilimsel eğitim” konulu etkinlikler sürüyor.
Sayın Kılıçdaroğlu bu konuya da bir tek sözcükle olsun
değinmiyor.
CHP 7 Eylül’de “Bilimsellik, Adalet ve Laiklik” başlıklı bir
çalıştay düzenledi.
Kılıçdaroğlu bu çalıştayda 6 sayfalık bir açış konuşması yaptı.
Laiklik sözcüğü konuşmada bir kez olsun geçmedi.
6 yıl önce bir kez “Laiklik tehlikede değildir” dedi, o minval
gidiyor.
İslamcı faşizmin mimarlarına rahat bir çalışma alanı sunuyor
KK...
Genel Başkanlığa bu koşulla getirildiğini söyleyen de var.
Kuşkular haksız mı?